7144 entry daha
  • 14 sene sonra iki çift sözümün olduğu şehirdir.

    gel hele gadasını aldığım
    diyeceklerim var...

    2000 yılı eylül ayında, elimde boyum kadar bir valiz, suratımda şaşkın bir ifade ve içimde dünyalara yetecek kadar umutla aşti gelen yolcu katından giriş yaptım.

    saçlarım sıktı, annemin deyimiyle fırça girmez.
    gençtim, liseye mi gidiyorsun diye soruyorlardı.
    kredi yurtlar kurumu mavi nevresimlerini elime aldığımda anladım artık her şeyi kendim yapmam gerektiğini.
    ilk defa zil zurna bu şehirde sarhoş oldum.
    ilk defa sırılsıklam bu şehirde aşık oldum.
    ilk defa kan bağım olmayan birine can kardeşim dedim.
    ilk defa yeşil gözlü bir karadeniz kızına bu şehirde yıllarımı adadım.
    ilk katıldığım siyasi eylem bu şehirdeydi, ilk yediğim gaz, ilk yediğim jop, ilk karakol deneyimi...
    ilk defa adının önünde prof. unvanı olan kişileri bu şehirde tanıdım.
    ilk defa bir kapı ziline adım bu şehirde yazıldı.
    ilk defa fatura ödeyememenin utancını bu şehirde yaşadım.
    ilk defa bu şehirde aç kaldım.
    ondört gün üst üste soğan kavurması yediğim günlerim de oldu, en janti mekanda bahşiş bıraktığım anlarım da.

    14 yıl dediğin nesne 14 eylül, 14 bahar, 5000 küsür gece eder.

    2000 yılının eylül ayıydı, kafamda saç, elimde koca bir valizle geldim.

    2014 yılının ekim ayı,
    bir mühendislik diploması,
    bir kaç sıfatla, bey, şef, müdür vs gibi,
    bir elin parmakları kadar kardeş dediğim insan,
    bir düzine dost,
    on düzine arkadaş,
    yıkılmış umutlar, harcanmış bir gençlik ve dökülmüş saçlarla...
    bu gün itibariyle gitmem kesinleşti.
    bir şehri değil yalnız, arkamda bir gençliği bırakıyorum.
    sonu gelmeyen aşkları,
    yaklaşık on sene kurtaracağımı sandığım ama tedaviye cevap veremediğinde kurtarmaktan vaz geçtiğim bir vatanı.
    sakarya'da içilen biraları,
    kaldırılan rakı kadehlerini,ucuz tütünden sigaraları...

    yukarıda saydıklarımın hepsini bırakıyorum ve gidiyorum.
    yanıma sadece birkaç valiz eşya, birkaç koli kitap, bir çuval anı alıyorum.
    sıfırdan başlamak dedikleri şey var ya, işte tam o noktadayım bugün.
    geldiğim gün seni yeneceğim diye iddialarım yoktu, ama 14 sene sonra anlıyorum ki yenildim.

    daha görülecek çok gün, okunacak çok kitap, kaldırılacak çok kadehim var.
    ancak üzgünüm, anlıyorum ki bunların hiç birisi sana dair şeyler değil...

    yaşattığın her şey için gene de binlerce teşekkürler sana başkent.
    benden yana hakkım sana sonuna kadar helal.
    hadi kal sağlıcakla.
    hoşçakal iki gözüm..
    hoşçakal...

    not: gittiğim yer kesinlikle orta anadolu değil üstad syby'nin dedikodularına aldırmayınız
18825 entry daha
hesabın var mı? giriş yap