11 entry daha
  • 2 ucu boklu degnek. ayni zamanda tabi ki 2 ucu tatli degnek ama boklardan basariyla temizlenebilirseniz...

    sikintilar buyukten kucuge soyle:

    1. din
    iki aile de en cok bunu takar kafasina; ayni zamanda evlenecek kisiler de bunun derdine duser. simdi din konusunun icine bircok olay giriyor:
    - en buyuk sorun cocuk; cocugun dini ne olacak. vaftiz olacak mi? sunnet olacak mi? hangisini ogrenecek; nasil ogrenecek? kiliseye gidecek mi? camiye gidecek mi? kafasi karisacak mi? boyle boyle milyon tane soru. ki bunlar sadece cocuk icin olanlari.
    - sonra esler arasindaki iletisim. iki es de kendi dini adina tutucuysa, kiliseye giden kiliseye cagiracak; otekisi bayramlara kandillere cagiracak. iki tarafin da iki din hakkinda yeteri kadar okuyup ogrenip karsi tarafi cok iyi anlamasi lazim. konusurken dikkat etmek lazim. tabi karsi taraf bunlari ogrenirken, daha once sizin bile kendi dininiz adina dusunmediginiz milyonlarca soru soracak. ayni sekilde siz ona soracaksiniz, o sasiracak. dunya boyle bir yer; kimse kendi dinini bile ogrenemezken diger dinlerden de tamamen bihaber bir sekilde kendisininkinin en iyi oldugunu dusunur.
    - aileler mevzusu: iki tarafin ailesi de, gelecek esin din degistirip degistirmeyecegini sorar. iki taraf da, zaten yeteri kadar yorulduklari bu konuyu karsi tarafa ya yumusatarak anlatmaya calisir, ya da direk soylemez. iki aile de dini bayramlarda bir garip davranir el ogluna/kizina.
    - cevre mevzusu: din isi cemaat isi. cemaat derken surekli gittikleri kilise/cami ahalisinden bahsediyorum. iki tarafin da surekli gorustugu bir cemaat olacak. iki taraf da onlarin yakin arkadas oldugunu, cevrelerine dahil olduklarini ve o cevrede birlikte bulunmaniz gerektigini soyleyecektir.
    edit: din konusunda ikimiz de epey gevsemis durumdayiz. saniyorum ikimiz de yakinda deist olacagiz gibi. ama evlenmeden once buyuk bir problemdi bu.

    2. cocuklar
    cocuklar kesinlikle cok onemli konu. nasil bir aile terbiyesi alacak, hangi dili konusacak, hangi okullara gidecek, annesi/babasi istediginiz gibi davranacak mi, siz istediginiz samimiyete ulasabilecek misiniz gibi cok zor sorular var.
    ozellikle yabanci ulkede yasayacaksaniz, kizinizin/oglunuzun daha 12-13 yasindan itibaren cok yadirgayabileceginiz isler yapmasi olasi olacaktir. 18'inde evinden ayrilacak, sacma sapan islere karisabilecektir.
    hepsinden ote cocugun sizi bir yabanci olarak gormesi ve esinizi gercek ebeveyni gibi karsilama ihtimali var. cok kucuk bir ihtimal olsa da cocugunuzun kendi annesini/babasini yadirgamasi sizi cok incitecektir.
    edit: cocuk olduktan sonra, tek derdiniz cocugu bir sekilde buyutebilmek oluyor. evlenirken cok takilmistik bu konulara ama cocuk olunca aman aglamasin, aman basi derde girmesin de yeter derdine dustuk.

    3. yasanacak yer
    turkiye'de mi yasanacak yoksa abd, almanya, ingiltere, artik nerden geliyorsa es orada mi yasanacak? yoksa bambaska bir ulkede mi yasanacak?
    - aileler: her yerde oldugu gibi burada da en cok aileler durumu yokusa surecektir. iki aile de "sor bakayim bizimle yasamayi uygun gorur mu?" diyecektir. bunun cevabi belli olsa bile ailelere bunu uygun dille anlatmak bin dereden su getirmekten biraz daha zordur.
    - kisinin kendisi: ailelerin durumu ekstrem noktalara cekmesi ayri bir konu ama icten ice insan da kendi memleketini hic olmasa senede birkac defa gormek isteyecektir. isten izin almak o kadar kolay bir mevzu degildir; ayrica her tatil kalinmayan ulkeye gitmekle harcanmak istenmeyecektir. kim kendi ulkesini terkedecekse bu onun icin bayagi zor bir karar olacaktir.
    - cevre: sonucta, arkadaslar, komsular, eski arkadaslar, akrabalar gibi bir konsept var. hic yasamadiginiz bir yerde bunlari edinmek kat be kat zor oldugu gibi, bu kisilerle turkiye'deki gibi yakin iliskiler kurabilmek cok daha zordur. komsuluk ya da cevre iliskisi kesinlikle cok onemlidir. en azindan 3-5 cok yakin arkadasinizin olmasi lazim. gel dediginde gelebilecek, o cagirdiginda gidilebilecek, haftada 1-2 kere belki bulusulabilecek insanlardan bahsediyorum. yeri geldiginde hayat, yeri geldiginde iliski kurtarir boyle insanlar.

    4. para
    yabancilar turkler gibi parasal baglanmayi sevmezler. hepsinin kendi ekonomik bagimsizligi vardir ve kimseye bagli olmadan yasarlar. evlilikte boyle bir mevzu az kazanani da cok kazanani da sikintiya sokar.
    - kisisel: kazanilan paralar arasinda daglar kadar fark varsa, kesinlikle bu farklari (ya direkt olarak ya da baska bir seyi o paraya es kosarak) ortadan kaldiracak yollar bulunmalidir. parayi cok kazananin parasiyla iliskiyi domine etmemesi gerektigi gibi, az kazananin da treasure hunter olmamasi gerekir. aksi takdirde o iliski net yurumez.
    - aileler: her yere burnunu sokan aileler burada da girerler ortaya; tahmin bile edemeyeceginiz ve karsidakini inanilmaz rahatsiz edecek milyon soruyla geleceklerdir.
    - prenup: evlilik oncesi bu olay da cok genel bir sey. ozellikle yabanci gelinlerin bu sekilde basarili turk (gerci herhangi bir millet de olur) erkeklerini dolandirdiklari meshurdur. sirf ben kendim, evlenip bosanmis ama hem eski karisinin kaldigi evin mortgage'ini odeyip hem de ona aylik maas gonderen bir adam taniyorum. sirf bu ekonomik sebeplerden dolayi da baskasiyla adam akilli iliski kuramadi. en son isi misi kariyi birakip turkiye'ye dondu. orada mortgage borcu ve nafaka karari hala duruyor ama adam odemeyi birakti haliyle. muhtemelen bir daha asla o ulkeye giris yapamayacak, belki yolculuk yapmasi bile sikinti olacak. uzun lafin kisasi evlendiginiz insani cok iyi tanimaniz gerekiyor.

    5. dugun:
    bu olay da ayri bir samataya sebep oluyor. cok ozenli ve dikkatli yaklasmak gerekiyor duruma.
    - yer: ozellikle iki ulke arasinda cok uzak mesafe varsa dugun nerde olacak, kac tane olacak, hangi aile hangi dugune katilacak, dugun masraflarini hangi taraf karsilayacak gibi sorularla karsi karsiya kaliyorsunuz. ayni zamanda ucak yolculugu sirasinda ailelere kim refakat edecek, siz dugun telasiyla saga sola kostururken ailenizle kim ilgilenecek gibi cok guzel sorular var.
    - din: din burada da karsimiza cikiyor. yabanci ulkede oluyorsa o dugun; buyuk ihtimalle papaz/pastor kiyacaktir o nikahi. turkiye'de tutturursa yine aileler tutturabilir illa ki imam nikahi olacak diyebilirler. siz bir anda musluman halinizle kendinizi dugunde teslis (baba-ogul-kutsal ruh) inanci uzerine yemin ederken bulabilirsiniz.
    - dans: kendi ailenizin karsisinda yabanci ulkede dans edecekseniz, onlarin gozunde cok -kusura bakmayin- yavsakca bir dans ediyor olabilirsiniz. sonuc olarak bizde butun turk filmlerinde o turlu dans edenler yavsakti, bu bilincaltiyla boyle bir olay cok dramatik olacaktir. tabi bu gercek ayri bir yana bir de sizin kendinizin o dansi nasil bir rahatlikla yapacaginiz merak konusu olacaktir. ailelerin bonusu olarak bir de diger turk tanidiklar var tabi. benim tavsiyem kesinlikle swing** ogrenmeniz. boylece yaptiginiz dans cok siritmayacaktir, biraz daha profesyonel duracaktir. bir de bu durumun tam tersinin turkiye'de yasanacagini unutmayin.
    para takma: yabancilarin en cok yadirgadigi olay gelin/damata para takilmasi olayi. bunu uygun bir dille anlatip dugunde de uygun bir sekilde yapabilirseniz cok sahane olacaktir. ama alin o parayi, dugun masraflariniz ciksin :) yabanci ulkede de size ne lazimsa onlari register ediyorsunuz, dugununuze gelecekler o registry'leri alip dugununuze getiriyorlar.

    6. yaslilik
    gencken boyle kararlar alip evlenmek guzel de bir de bu isin yasliligini dusunmek gerekir. 60 yasinizda hala bu sekilde cesur ve rahat hissedecek misiniz kendinizi bu soruyu sormaniz lazim.

    yakinda bu yola girmek uzere olan sahsimin kafasini karistiran ve sorup sorusturdugum yakin cevremin tecrube ettigi en buyuk sikintilar bunlardir efendim.
    yalniz hep kotulerini anlattim da yarin obur gun iyi taraflarini da yazarim. nitekim bunlari asabilirse insan dunyada cenneti de yasayabilir diyorlar. buradan oteki entry'ye bkz veririm artik.

    edit: devami geldi. (bkz: #62458187)

    edit2: oncelikle (bkz: #49285820)
    adam demis ki ikimiz de ateistiz, cocuk mocuk dusunmuyoruz, demis ki benim de onun da calismadigi zamanlar oldu takilmayin diyor ama ben calismazken ben cok taktim diyor, dugun yapmadik birkac imza attik ona da kimse gelmedi diyor. yasliligi takmiyorum, aileler de evlendikten 1.5 sene sonra tanisti cok cool'uz diyor. sonra da buna evlilik diyor.

    neresinden tutsam bilemiyorum. bak bu adam yurtdisinda yasamiyor daha. zaten nerde yasadiklari da belli degil, turkiye'de mi fransa'da mi daha secmemisler bile. evliler ama ogrenci hayati yasiyor adam bildigin. boyle evlilik olmaz efendim, gayet marjinal bir hayati insanlara gosterip biz yaptik oldu cok da guzel oldu demekle olmuyor o isler. bir yere yerlesmeden adam gibi sorumluluk alip yasamaya baslamadan olmuyor. yoksa herkese pembe peri masali gibi gozukebilir. cocuksuz aile olmaz mesela. sirf cocuksuz yasayanlari oranlasan 10 binde 1 bile cikmaz. onemli gunler var, sukran gunu, noel yurt disinda onemlidir, bayramlar bizde onemlidir ya da salla hepsini senede 1 kere olsun ailesini ziyaret etmiyorsan o evlilik olmaz. ben senede 3-5 kere goruyorum. evlendim ama evlilige dair kagit imzalamak disinda tek bir sey yapmadim diyerek evlenmek anlatilmaz. siz birlikte yasiyorsunuz, olay o yani. hem yasayacaginiz yere gore en az birinizin o topluma adapte olmasi gerekiyor. oyle kolay is degil.
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap