cübbeli ahmet hoca'nın uzay araştırmaları yorumu

• cübbeli'nin uzay hakkında hiç malumatı olmadığını gösteren yorum. kur'an'ın her ama her tarafında '' uzaya, göklere, sema kelimesiyle galaksi sistemine'' kısacası kozmolojiye gönderme varken, bu tarz yorumlar kıymetsizdir nazarımda.
  
  evet, 7 gezegen baz alınarak bir katmanlandırma anlamını ortaya atan batlamyus'un fikirlerinin üstüne yeni fikirler konulmuştur ve daha derin düşünmeyi kur'an bize daima emretmektedir. müzzemmil suresi'nin hemen başlarında gece kalkışlarına dikkat çeken kur'an, emir olarak '' kur'an'ı kıraat etmeyi'' emretmektedir. hal böyle olunca, kestirip atmak, '' tek doğru şudur'' demek doğru olmaz.
  
  batlamyus'un 7 gezegenden bahsetmesi, tarık suresi'ndeki '' tarık'' kelimesi ile, müminun 18'de aynı kökten gelen bir kelimenin '' yol'' anlamına gelmesi, yeryüzünün ; litosfer (su) litosfer (kara), astenosfer, üst manto, alt manto, dış çekirdek, iç çekirdek gibi katmanlardan oluştuğu tezinin sunulması, 7 kelimesinin kur'an'da geçen '' es seb'u'' kelimesi ile, fatiha suresi'nin '' es sebu'l mesani'' yani tekrarlanan yedili gibi manalarının olması, insanı tek bir görüşe değil, birden çok görüşe götürür ki, bu kur'an'da çelişkiye değil, anlam zenginliliğine alamet olur. zira yine '' kainatın 6 evrede'' yaratıldığı ayette, buradaki ifade günü değil, evreyi, aşamayı ifade etmektedir.
  
  çünkü fatiha'nın es- sebu'l mesani oluşu, '' sürekli tekrarlanan, vurgulanan hakikatler'' manasında, bir sayıya bağlı kalmaksızın '' çokluk'' belirttiği de bazı alimlerce tercih edilmiş bir görüş olarak karşımızda durmaktadır.
  
  cübbeli'nin söylediğinin aksine, tam da bu ayetlerden ve yorumladan yola çıkarak, daha çok bilime önem verilmeli, uzay araştırmaları için her ne kadar bütçe ayrılıyorsa, bu işe daha çok bütçe ayrılması gerektiği kanaatindeyim. kur'an bakara suresi 164. ayette, tam da buna işaret etmekte, araştırmayı adeta biz müslümanlara ev ödevi olarak vermektedir. bilim ve din çelişmediği gibi, bilimsiz din kolay anlaşılır olamaz. bu iki kavram birbirinden ayrı değil, birbiriyle içiçe geçmiş kavramlardır.