96 entry daha
  • kendisi hakkında ne zamandır yazmaktı niyetim, gone girl buna vesile olsun.

    en sevdiğim yönetmendir. martin scorsese gibi koca bir çınar hayattayken yaşayan en iyi yönetmen demek belki biraz abartıya kaçabilir ama 70'lerde sinema dünyasına adım atan scorsese gibi ustaları bir kenara koyarsak, kanımca yaşayan en iyi yönetmendir.

    evet birçoğumuz kendisini ilk dönem filmleriyle sevdik. fight club'ı izleyip tapmayan kaç kişi vardır şu evrende? ya da se7en'ı izleyip gerim gerim gerilmeyen? the game'i izleyip de sonunda yok artık ali sami tepkisi vermeyen? bugün için yönetmenin en sevdiğimiz 5 film listesini yapsak ilk dönem filmlerini ilk 5'e koyar, birçoğumuz da fight club ile seven'a ilk 2'yi veririz. ve hatta kısmen burun kıvrılan the game, fincher dışında bir yönetmenin filmi olsa kariyerinin zirvesi olabilecek denli kalitede bir filmken, fight club ile seven arasında çekildiğinden dolayısıyla bu iki filmin gölgesinde kalmıştır.

    2000'lerden itibaren ilk dönem filmlerini arattığı ve hatta bozduğu söylenir ki ben de her ne kadar ilk dönem filmlerini daha çok sevsem de bozduğuna katılmıyor, bilakis yönetmenlik olarak kendisini oldukça geliştirdiğini düşünüyorum.

    zodiac, birçoklarınca sıkıcı bayık bulunan bir filmdir. fakat yönetmen işi olarak bakarsak yönetmenin olgunluk ürününün ilk filmidir bu. pek çok sinema eleştirmenince zodiac yönetmenlik harikası olarak görülür.

    the social network, çoğunluğun burun kıvırdığı 'naptın be fincher' serzenişinde bulunduğu bir filmdir. fakat bu film fincher'ın yönetmenlik olarak zirvesidir. pek de çekici olmayan bir öyküden seyir zevki yüksek bir film çıkarmıştır.

    son filmi gone girl. herhalde evliliğe dair bundan daha iyi bir film çekilemezdi.

    en zayıf halkası olarak görülen panic room ki gerilim sinemasi içinde bir başyapıttır. evet öykü sabun köpüğüdür fakat gerilim olarak izleyeni gerim gerim germektedir.

    görülüyor ki kendisine panic room gibi zayıf bir öykü verildiğinde o öyküden olabilecek en iyi gerilimi çıkarmakta, seven gibi güçlü bir hikaye verildiğinde bir başyapıt çekmekte, zodiac gone girl gibi öyküler verildiğinde de yönetmenlik harikası ürünler ortaya koymaktadır.

    kendisine kariyerini bitirmeden seven ayarında bir öykü daha gelmesi en büyük dileğim. böyle bir öykü gelsin de, sinema tarihinin köşe taşlarından birine daha imza atsın.
137 entry daha
hesabın var mı? giriş yap