359 entry daha
  • 3-4 yıldan beri içerisinde bulumduğum insanlar topluluğu. madem konu açıldı kahvemi kapıp geldim hazır bugün boşluğum var bir kaç kelime yazayım, neydi lan şu şarkının adı heh tamam başlıyorum.

    sene 2011 aylardan mayıs gün hatırlamıyorum, zaten günlerle aram hiç iyi değildir. bir hatun var baya zamandır beraberiz siz diyin 6 sene ben diyim 8 sene.. yıllar o kadar çabuk geçmiş ki saymak için abaküse ihtiyaç duyar olmuşuz ikimizde. insanlar birbirlerini severken zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor derlerdi büyüklerim, pek anlam veremezdim ama haklı olduklarını yaşayınca anlıyormuş insan. yaşadık bizde baya baya uzun yıllar sevdik birbirimizi son 2 senemizi aynı evde yaşayarak geçirdik. güzeldi aslında sevdiğin kadınla aynı evde yaşamak, onun yaptığı yemekleri yemek, onunla uyanıp, onunla aynı havayı solumak. günler haftalar birbirlerini kovaladı sevgi, aşk, kavga, ihtiras hepsi bizimle beraberdi en azından biz öyle düşünüyorduk..

    10 gün var düğünümüze , salon tutulmuş, davetiyeler dağıtılmış, evin eşyaları yenilenecek herşey alındı bekliyor, deniz aşırı gelecek insanlar bile var. saatler biraz sıkıntılı geçiyor, stres üst düzeyde sarmış bedenleri, duygu kaybı yaşanıyor, beynin hükmetmeye başlıyor. mantığın devreye giriyor ve bütün ruhunu ele geçiriyor.

    günlerden pazar, ben bir masadayım eski arkadaşlarla votka içiyorum. eve gitmem gerekiyor sonuç olarak şule bekliyor fakat eve gidesim gelmiyor. yo hemen yanlış anlamayın aldatma yada rusa gitmek yok o gece sadece eve gitmek istemiyorum. oturuyorum bir bardak bir bardak daha, bir şişe bir şişe daha. kafamda soruların en büyüğü beliriyor.. ' biz bunu istiyormuyuz'

    taksiye atlayıp eve gidiyorum, şule uyumuş eve girince uyanıyor, yüzünde hadi konuş bakışı, sanırım tek soruları olan ben değilmişim..

    oturuyoruz yatak odasında nasılsın diyoruz birbirimize ikimizde yorgunuz, sanki yıllardır birbirimizi sırtımızda taşımış gibi boynumuz eğik...

    antik diyor şule biz hata mı yapıyoruz..

    duruyorum hani bir yarışma programının en kilit sorusu sizin bildiğiniz yerden gelir ya, işte öyle rahatlamaya yaşıyorum. bende aynı şeyi düşünüyorum diyorum, sanırım bu evlilik olmamalı..

    evet diyoruz ikimizde sakince başımızı sallayarak, bir sigara iyi giderdi aslında ama yatak odasında sigara içmek yasak, hatunun nefes alma sorunu var..

    sabah diyorum eşyalarımı toplayıp kendi evime gitmem gerekiyor, tamam diyor istersen beraber toplayalım..

    sabah çıkıyorum evden validenin yaşadığı eve gidip onunla konuşuyorum, peki oğlum diyor.. sadece peki oğlum..

    aradan 4 sene geçiyor ne ben onu bir kere arıyorum, ne o beni bir kere arıyor..

    4 senenin ilk senesi çok sıkıntılı geçiyor, büyük boşluk, byük bir hayal kırıklığı. ikinci senesi karşı tarafı hayal kırıklığına uğratmanın verdiği üzüntü.

    3. senesi herşey unutuluyor yeni kadınlar, yeni bedenler, yeni gözler giriyor hayatına, dördüncü senesi sanki hiç yaşanmamış gibi herşey, sanki olgunlaşma evremin en büyük katkısını sağlamış gibi şükran duyuyorum ona.

    şimdi düşünüyorum sevgilisi olmadan da yaşayabiliyor insan, hayal kırıklığı olmaktansa, hayal kırıklığı yaşayıp yaşamaktansa sevgilisiz de olmayı öğreniyor insan.

    yüzün gülüyor, gözün görüyor, aynaya baktığında ben hata mı yapıyorum diye düşünmüyor..

    eğer aynaya geçip ben napıyorum hata mı yapıyorum diye düşünmek mi sevgilisiz yaşamak mı diye soruyorsan kendine, kesinlikle sevgilisiz yaşa dostum, kesinlikle..
3430 entry daha
hesabın var mı? giriş yap