22 entry daha
  • yirmi birinci yüzyılda kapital...
    gün itibarıyla okumaya başladığım komedi.
    hastasınım böyle iddialı adlarla kitap piyasaya sürenlere.
    bunlardan biri de thomas friedman: dünya düzdür!

    kitaba dönersek:
    varın gidin kapital'i okuyun önce.
    sakın onu okumadan bunlarla gönül eylemeyin bu bir...
    ikincisi, okuduğum ilk 50 sayfadan çıkardığım özet:
    kitapta şu sorunun yanıtı aranıyor:
    özel sermayenin birikim dinamikleri, marx'ın 19. yüzyılda inandığı gibi, sermayenin kaçınılmaz olarak bir avuç zengin ve güç sahibinin elinde yoğunlaşmasına mı yol açıyor?
    yoksa büyüme, rekabet ve ilerlemenin dengeleyici güçleri, 20. yüzyılda simon kuznets'in düşündüğü gibi, gelişmenin ileri evrelerinde eşitizliklerin azalmasına ve ahenkli bir istikrara mı yol açıyor?

    şimdi kitabın beğendiğim kısmı şu.
    zenginliğin paylaşılması ve eşitsizliklerin ortadan kalması meselesini yalnızca ekonomistlere bırakılmayacak kadar değerli görüyor yazar. jane austen ve balzac'ın romanlarında zenginliğin paylaşımı ile ilgili portreler yer aldığını söylüyor.
    nşa'da ekonomistler fazlaca verilerin karşılaştırılabilir olması takıntısı yaşar.
    etnografi ve diğer nitel yöntemlere mesafelidir.
    sayılara taparlar.
    yazarın bu açılımı getirmesi enfes.
    ama... aması var...
    yine gelip gidip nitel yöntemleri spekülatif buluyor. sistematik ve yöntemsel bir çalışmayı öneriyor.

    dayanamayıp sonuca baktığımda ise şoke oldum.
    r>g formulünü kapitalizmin temel çelişkisi olarak sunmuş.
    yani diyor ki özel sermayenin getiri oranı gelir ve üretimdeki artış oranından kuvvetle ve sürekli daha büyüktür.

    fazla da iyimser bir tablo çizmiş gibi gözükmüyor. önerdiği çıkış yolu, formulü neymiş, kitap bitince editleyeceğim.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap