aynı isimde "la casa de papel" başlığı da var
1 entry daha
  • gölge hattı'nın geldiği yeri görme isteğiyle okuru peşinde sürükleyen öyküsü aynı zamanda bir nevi deliliğe övgü'dür.

    --- spoiler ---

    her şeye rağmen bir süre daha dosyalarını güncellemeye devam ettiğini hatırlıyorum. artık aradığı kitabı bulamaz olmuştu ve bu durumu sık yaşamaya başladı. bulamadığın kitap var olmayan kitaptır, denir; ama durum bundan da vahimdi. tıpkı ulusal kütüphanelerdeki gibi içinde dosyalarını tuttuğu, eksi ofislerdekilere benzer, sürme kapaklı ve çekmeceli maun bir dolabı vardı. yirmi bin kitap öyle kendiliğinden düzenlenmiyor. düzen konusunda katı, hatta insanüstü bir anlayışa sahip olmak gerekiyor diyebilirim ve bir yönteme, anlamları onları tanımlayan rakamlardan son derece farklı olan eserleri kataloglama gibi sevimsiz bir işe zaman ayırmak gerekiyor bir de. zira oraya başlığı, yazar adını, sizin için yazdığı kısa özeti, içerdiği temel anlamı koyacak. kişi amazonlara gitmek isterse yaşayacaklarından farklı bir yığın ayrıntıyla uğraşmalıdır, fakat bilir ki bu ayrıntılar ona rehberlik edecek ya da fayda sağlayacaktır. şayet bir şiir yazmak isterseniz iş gören bir kaleme ve kâğıda ihtiyacınız vardır, bir kadını kendinize âşık etmek isterseniz pek çok farklı ve kim bilir belki de tatsız şekilde hazırlanmanız icap eder, mesela ayak tırnaklarınızı kesmeniz gerekir. brauer’inki gibi bir kütüphaneniz varsa dosyalama işi kaçınılmazdır. insan pek çok kitabı fethedebilir ama bir kâşif onları idare etmekle yükümlüdür. kitapları birbiri ardına yalayıp yutmaya can attığından, sevdiği bir uğraş değildi bu. sanırım dosyalama işinde oldukça geri kalmıştı. becerebileceğine inanmıyordum ama birkaç ay sonra bu işi neredeyse hallettiğini söyledi. “en kötüsü de,” dedi, “beni en çok uğraştıranın yakınlık meselesi olması.” bu, bir şeylerin yolunda gitmediğinin ilk göstergesiydi. orada, şu an sizin oturduğunuz yerde oturduğu bir akşam bana kavgalı yazarları aynı rafa koymamaya karar verdiğini açıkladı. mesela borges’le, arjantinlinin ‘profesyonel endülüslü” olarak tanımladığı garcía lorca’yı yan yana koymaya cesaret edemiyordu. her ne kadar bu durum onu koleksiyonundaki her bir cilde verdiği numaraları göz ardı etmeye mecbur kılsa da iki yazar arasındaki intihal suçlamalarına dayanarak shakespeare’in bir eserinin yanına marlow’unkini de koyamazdı. elbette martin amis’in bir kitabının yanına julian barnes’ınki gelemezdi, yahut daha sonra kavgaya tutuşan iki arkadaş vargas llosa ile garcía márquez’in romanları da yan yana duramazdı asla. [kâğıt ev, carlos maría domínguez, çev. seda ersavcı, jaguar kitap, syf. 48-50]

    --- spoiler ---
54 entry daha
hesabın var mı? giriş yap