80 entry daha
  • senden benden kazandığı para ile senin benim yaşam şeklimizi tehdit eden bir varlık aktarımı çarkı.

    aşağıdaki tartıştığım görüş yeni türkiye'de esnafa sosyoekonomik bir bakıştır.

    esnaf, gün itibarı ile, siyasal ve ekonomik yönden ortalama olarak akp'ye en sadık ve bir yönü ile de bağımlı meslek odası. bunun muhtelif sebepleri var. esnaf kitlesi akp dönemi ile işlerinin çok arttığını, rahata refaha erdiğini düşünüyor. düşünmesine gerek yok, bu doğru. arz kanadında düşen enflasyon, tl'nin nispeten değerli seyri, düşen faiz ile gelen kobi kredi imkanları, teşvikler, talep kanadında artan tüketim ve büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğu ve dağılım değişimi esnafı önceki iktidar dönemlerine göreli gerçekten zengin etti, ediyor. ayrıca tek parti akp iktidarının, esnaf kitlesinin yakın ilişki içinde bulunduğu belediyelerde de akp'nin baskın izleri var. şunu açıkça söyleyeyim, akp'li belediyeler esnaf adına tıkır tıkır çalışıyor. belediye esnafı mamnun ediyor, esnaf da seçimlerde belediyeyi...

    tüm bu olanları esnaf kesimin genel eğitim düzeyi ile de birleştirirseniz, akp onlar için iyi, biçilmiş kaftan, reis büyük bir lider, şahane bir tipoloji ve idol.

    ancak ekonomik gerçeklik ile esnafın esas ekmek kapısı olan toplum kesimlerini düşününce ortada ciddi de bir tutarsızlık var. esnafta bir bindiği dalı kesme hali var ama umrunda değil. esnafı asıl besleyen kitle akp'ye olan körü körüne bağlılık ve minnetinin aslında yok ettiği, varlığına kasıt ettiği kitle. sen ben yani. kabaca buna cehape zihniyeti, ulasalcı, gezici vesaire diyebilirsiniz. hakim gücün düşman saydığı kim varsa.

    akp'nin oy deposu esnafın hanehalkı olarak kendisinin de dahil sayılabileceği yoksul halk kesimleri, esas itibarı ile bu esnafın çok da müşterisi değildir. onlar çarşı pazarcıdır. hala kırsal üretim ve tüketim ilişkileri içerisindedir. esnaf bunun bir tık üstü. şark kurnazı konumunda. yoksul halk, yani çoğunluk, ekmeği yetişmedi ise ekmeğini, yağı bittiyse 2 gram yağını alır, gene bittiyse 1 kiloluk un alır çekilir. çuvalla un tedariğini başka yerden yapar. yani hiçbir esnaf diğer esnafın "iyi müşterisi" değildir. esnafı asıl besleyen beyaz yakalı kesimdir.

    hele hele türkiye'de lokanta, börekçi, pideci, poğaçacı, pastane, fırın, dönerci, kasap gibi yiyecek satan esnafı neredeyse tamamen beyaz yakalılar/ücretliler besler. ve bu esnaf şu anda gözünün içine baka baka seni beni sikiyor. reisin esnafa icabında kolluk gücü, mahalle bekçisi gibi bakmasının bir sebebi de bu.

    işin en kötü yanı şu ki, o esnaf bunun farkında! ve gereğini çok iyi yerine getiriyor. esas parayı karşı kesimden, hoşlanmadığı, akşam haberleri izlerken küfrettiği insanlardan kazandığını biliyor ve yüzümüze oynuyor, rol kesiyor. o ağır yalakalık, yavşaklık, abicim, ablacım havaları bundan. o sizi belki de tanımlayamadığınız ama rahatsız eden hal bu.

    artık kanmayın, acımayın. çünkü onlar acımıyor. ağababaları bizim yaşam tarzımıza, fırsat eşitliği hakkımıza, ekmeğimize, eğitim şeklimize, giyim kuşamımıza göz dikmiş devamlı örselerken, bu siyasal yapının en önemli çarklarından biri olduklarını biliyorlar ve sağmaya devam ediyorlar. etrafınızdaki akp'li esnafı iyi tanıyın ve ayağınızı kesin. 2-3 yıl öncesine kadar tam tersini savunurdum. mahalle esnafı yaşamalı, bunların hepsinin ailesi çocuğu var, ekmek kapısı vesaire. marketlere, büyük marketlere, avm'lere yenilmesin ezilmesin falan.

    şimdi görüyorum ki, kerizmişim! artık kapanmalarında, yaşayamamalarında, ezilmelerinde ekonomik olarak bir mahzur görmüyorum. bakkala, çakalla çok sarmıyorum ama, özellikle yeme içme esnafına dikkatinizi çekerim.

    bakın,

    türkiye şartlarında hala ve ne yazık ki, dışarıda yemek yemek, öğlen yemeğinde sürekli şirket fişi harcamak, düzenli yemek sipariş etmek gibi aktiviteler aslında kişi başına gelir anlamında lükstür. sadece lüks değil aynı zamanda bir kültürdür. kültür tarafından bakınca dışarıda yemek yemek ekonomik imkanların da ötesinde akp'li olmayan bir harekettir.

    bu lüksü haiz kesimlerin ekserisi akp'li değil ama bu harcamaların zengin ettiği kesim baskın şekilde akp'li... artık bunu berrak şekilde görüyorum ve gereğini yapıyorum. sizleri de uyarmak istedim. çünkü bu adamlar(esnaf), ekonomik olarak ceplerine dokunmadan, dükkanı kapamadan ne yaptıklarının farkına varmayacaklar.

    aslında işin özünde, ekonomik faaliyete, yani kapitalizmin arz/talep mekanizmasına bakılırken siyaset düşünülmez. bunu düşünmek, yakıştırmak daha da önemlisi öyle davranmak ve bunun kitleselleşmesi de makroekonomik olarak sağlıksızlıktır, tehlikelidir. ana teoriyi çökertir çünkü. bireysel homo economicus postülasını geçersizleştirir.

    ekonomi siyasetle elbette kesişir. ancak siyaset, ekonomi ile halk seviyesinde değil, elitler seviyesinde kesişir. işte ihalesi, yolsuzluğu, rüşveti, adam kayırmacılığı, arazi peşkeşi vesaire. ama akp o kadar büyüdü ve güçlendi, akıl izan ve vicdanını o kadar kaybetti ki artık ekonomi siyaset ilişki ve çelişkisi halk seviyesine kadar taştı. bu olmuş bitmiş durumun en önemli ayağı da esnaf. bence...

    kısaca,

    (bkz: don't feed the troll)
120 entry daha
hesabın var mı? giriş yap