499 entry daha
  • bazılari insanın hevesini kursağında bırakır. bilgisayarda hiç oyun olmaması bir yandan o bilgisayarın cd-rom unun bulunmaması diger yandan yaz tatilinin ortasında oyunsuz bir bilgisayar ile can sıkıntısının dibine vurduğum bir dönemdi. disketlerle yüklenebilir olan oyunlardan bunalmış, tatil bittiğinde bilgisayarın gidecek olması çaresizliğimi tavan yaptırmıştı.
    power pointi her bokuna kadar iyi bilmemin en büyük sebebi de o olmayan cd-romdur.
    günlerden bir gün elimde bir disket internet cafeye gidip masaüstünde ne kadar oyun varsa atmaya karar verdim. işin kötü yanı o 1.44 mb ı dolduramamış olmam. counter strike, mid town madness, age of empires falan ne varsa atıyorum diskete. yarısı doldu. yeni oyunlar çıktıkça teknolojinin gelişmesi falan daha az yer kaplıyor heralde diye düşünuyorum ama heyecandan ölmek üzereyim. bir yandan internet cafe sahibine yakalanma korkusu bir yandan tatilin diğer yarısında hugonun 6 disketlik oyunundan kurtulmuş olmanın sevinciyle adrenalin seviyem tavan yaptı. hesabı odeyip otobüse koşa koşa bindim. eve gidicem ama disketi tutan elim terliyor heyecandan. otobüs mıy mıy gidiyor deliriyorum falan yol bitmedi bi türlü. neyse bi şekilde eve gittim koşuyorum bilgisayara elimde disket hala sağlam çok şükür. ta o zamandan diyordum kesin bi bok olacak yine hevesim kursağimda kalacak diye ama disket sağlam ben sağlam ve bilgisayarın başındayım. az sonra hugodan mid town madness a geçiş yapacağim. belki hayatımın o zamana kadar olan en heyecanlı günü o gün. disketi taktım oyunları sırayla açmaya çalışmamla bütün heyecan yerini hüzüne bıraktı. hedef bul diye bir uyarı geliyordu hepsinde. bilgisayarı yumruklayacaktım neredeyse. böyle bir hüzün böyle bir öfke olamaz. hala exe dosyası gördüğümde icim burkulur o yüzden. hugo ve volfied oynadım bir yaz. power pointi ögrendim. hayatımın da en büyük mallıklarindandır bu hayal kırıklığı.
3288 entry daha
hesabın var mı? giriş yap