2 entry daha
  • bir zamanlar doğu avrupanın en büyük yarasa kolonisine ev sahipliği yapan mağara, koruma altına alınması gerekirken, yapılan bütün anlaşmalar ve uyarılar hiçe sayılarak yaklaşık bir sene içinde turizme açılmıştır. halbuki mağaranın turizme açılan, yani beton dökülerek ışıklandırılan ilk 100 metrelik kısmına insanlar zaten rahatça fenerlerini ışıklarını alıp gezebiliyorlardı, ortasından su akan dümdüz çakıltaşı tabanlı bir galeriydi burası.. bu yüz metrelik yolun sonunda yaklaşık on metrelik bir merdiven ile tırmanılarak çıkılan yukardaki kuru kolun ise zaten dışarıdan başka bir girişi vardır ve istendiğinde burası da rahatça gezilebiliniyordu.. ne yazık ki mağaranın turizme açılan kısımları yarasaların en yoğun yaşadığı bölgeler idi, olan yarasalara oldu topluca terk ettiler mağarayı, kimbilir nereye gittiler..
    sonuç: su yolunun ortasına dökülen beton yığını mağaranın aktif oluşumunu engellemektedir, yapılan sıcak ışıklandırma nedeni ile mağaranın yalıtılmış biyolojik ortamında yabancı türler yaşama şansı bulmaktadır, bu da mağaranın esas sahiplerinin yaşama şansını yok etmektedir, ışıkları yakabilmek için dışarı konan jeneratör hem gürültü hemde hava kirliliği yapmaktadır, tahminimce birileri bu işten güzel para kaldırmışlardır..
    milyonlarca senede oluşan bu yaşlı mağaraların kendilerini yenilemek için gene milyonlarca senesi olacaktır ama "tahrip edilmiş bir doğa harikasına yeniden sahip olabilmek için insanlar milyonlarca yıl bekleme şansına sahip değildir.."
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap