8 entry daha
  • tüm gün boğuluyor gibi hissetmeme neden olan, saatten de anlayacağınız üzere uykularımı kaçıran ve de ne zaman şu düşünce takımının beni rahat bırakacağını hiç kestiremediğim hadisedir.
    dün sabah için kahvaltı edelim diye sözleştik.
    konu konuyu açtı derken nasıl oldu bilmiyorum yine dönüp dolaşıp benim ''aşk acısı'' sendromuma geldik.
    işin garibi bu kez çok daha sert ve suçlayıcı bir tutum sergiliyordu bana, anlam verememiştim.
    normalde ben 5 konuşuyorsam o 1 cümle ile cevap veren bir adamken açtı ağzını yumdu gözünü resmen.
    ''kaç kere aynı hataya düşeceksin, nasıl unutamazsın..
    seninki artık salaklığa giriyor kendine gel..
    sen gün içinde şu kadar düşünüp, onun hakkında konuşurken sence sen onun aklına geliyor musun anlık da olsa..
    ben onunla yaşıtım benden pay biç sence bizim yaşımızdaki bir adamın değer verdiği kadına karşı tutumu bu mu olur, kendini kandırıyorsun...
    susmasının sebebi duygularını belli edemeyişi değil, sana karşı hiçbir duygusunun olmayışı. bunu anlamamak için aptal olman gerek... ''

    şu cümleleri belki de çok daha ağır bir üslupla tak tak tak sıraladı.
    söyledikleri resmen içime oturdu lan, yediklerim ağzıma geldi..
    işin kötüsü ben hep aynı tip insanları tercih ediyorum hayatıma alırken, hepsinin konuşma biçimi, ahlak anlayışı v.s. aynıdır.. söylediği şeylerde samimi olduğunu gözlerinden anlamıştım ve bunları bir anda duymak cidden beni yaraladı..
    iyiliğim için de olsa duymaya hazır değildim. belki de benim de hissettiğim içten içe bildiğim şeylerdi fakat şu aşamada kendimle dahi ''o kişi'' hakkında konuşmuyordum.
    neyse konuştu, konuştu, konuştu..
    gözlerim doldu, boğazıma bi şey düğümlendi karşısında ağlamak istemedim, aslında beni 19237047 kere ağlarken gören bir adamdı fakat o zamanlar karşımda dostum, abim gibi bir yaklaşımda bulunmuştu bu yüzden kendimi yakın hissediyordum. şimdi ise düşmanımmışcasına kırıcı ve düşüncesizdi..
    çantamı alıp ayağa kalktım, içimden sakın ağlama diye tekrarlıyordum.
    peşimden geldi, kolumu tuttu.
    konuş, kaçma dedi..
    kötüyüm ne olur dedim..
    konuş aspara konuş diye bağırdı..
    ilk kez bana bağırmıştı, öyle efendi öyle kendi halinde bir adam ki aslında...
    gözlerimden ister istemez yaşlar süzüldü.
    öyle görünce beni sanırım o da üzüldü ve ortamı yumuşatmak istedi..
    ''adam sana şımarıksın diyor, o kadar safsın ki bunu kabul edip kendini suçluyorsun. sen şımarık değil şımartılmaya layık bir kadınsın'' dedi..
    sonra konuşalım ne olur dedim..
    yine döndüm arkamı tam giderken kolumdan tuttu ''hayır şimdi konuşacağız'' dedi.
    üstüme çok fazla gelmişti o an, sinirlendim..
    bırak kolumu ne istiyorsun, iyi değilim görmüyor musun erman diye bağırıp ilerledim.
    sonra arkamdan bir ses, kulağımda tüm gece yankılanacak o cümleyi söyledi..
    ''ben galiba sana aşık olmuşum lan..''
    dehşet içerisinde bir arkama dönüp bakışım vardı ki kesinlikle fotoğraflanmalık.
    nutkum tutuldu, öylece bakakaldım.
    hiçbir şey diyemeden öylece dönüp gittim..
    o da başka bir şey söylemedi, sonra da aramadı..
    zaten öyle bir adamdır o, çekilir kabuğuna ne varsa kafasında yaşar ilk kez bu denli açık bir konuşma yaptık..
    işin kötüsü en ufak bir ihtimal vermemiştim bunun olabileceğine..
    yani daha geçen hafta gece dışarıya çıktık. elinde puro vardı yan masadaki kız ''canım puro çekti'' falan diye sesli sesli konuşunca bizzat ben ''çok güzel bir kız hadi git tanış, puro ikram et'' falan dedim..
    epey yakışıklı fakat burnundan kıl aldırmayan, hep kadından ilk adım gelsin diye bekleyen bir adam ve bildiğin sırf bu yüzden ben ki kolay kolay kimse ile muhabbet etmem yük gelir konuşmak, sırf şunu bildiğimden defalarca gittiğimiz ortamlarda yeni biri ile tanışmasına ön ayak olmaya çalıştım.
    hadi şunu yap, bak kız bakıyor bilmem ne diye destekleyip durdum.
    yani bunu hiç göz önüne de mi almadı yoksa ben mi kendimi yanlış ifade ettim acaba?
    dahası tüm dramlı aşk hikayemi biliyor, beni tanıyor, yaşadığım her şeyi hemen hemen biliyor...
    yani nasıl olur sözlük..
    nasıl olur...
    şimdi ben ne der ne yaparım ya..
    bu işin sonunda onu tamamen kaybetmek de var..
    içim sızlıyor resmen, hayatımdaki en boktan ikilemlerden biri bu..
    ne yapacağım, nasıl bir tutum sergileyeceğim hiç ama hiç bilmiyorum..

    karşı ki dağlardan memnun olmayan varsa mesaj atsın, bir of diyeyim de yıkılsın olmazsa...
215 entry daha
hesabın var mı? giriş yap