2 entry daha
  • ve
    anılardan anılara sallanan bahçe
    hangi yaprağı koparsam son anı avucumda kalıyor
    iyi.
    yeniköy'de bir kahve içer miyiz, dedim bu sabah
    bu sabah bu sabah
    oralı olmadı kimse -pazartesi miydi-
    oyuğumdan çıkmıştım tam, begonyamsa güller içinde
    nasıl?
    güllerse güller içinde yani
    ve balkon demirinde bir martı. dedim ki
    deniz şuralarda bir yerde olmalı
    çıt yok evin içinde
    deniz şuralarda bir yerde olmalı
    çıt yok
    sanki dünyadaki bütün çay ocakları kapalı
    ve göklerden tepelere inen bir sokak
    ya da bir akarsuyum ben
    denizse
    şuralarda..
    yok önemi bir iki gün kaldı -martı-
    balkonda
    deniz de öldü sonra, martı da
    iyi iyi.
    suyu tutmak gibi bir şeydi hepsi
    günler -seni anımsadığım zaman-
    birden kurtuluş'tan taksim'e giden bir tramvay görüntüsü
    mavi bir elektirik çakımı tellerde
    sanki kar yağıyor da sürekli, tepebaşı'ndayız
    karlar gıcırdıyor ayaklarının altında
    besbelli gümüşsuyu'ndayız, rus lokantasındayız
    -ne tuhaf, biz her zaman her yerdeyiz ikimiz-
    şarap içmişiz, üşüyoruz
    dışarda dünya silinmiş
    ikimiz ikimiz ikimiz
    böyle birkaç defa ikimiz
    sonra ki bir fotoğrafa dönüşüyor her şey
    nasılsa
    sarı emmiş, mordan çekinmiş, kahverengi bir fotoğrafa
    sahi, kalınca bir şeyler giyinmeliyim ben
    üşümüyorum da
    bende herkes var, diyen bir kızın titrek
    sesleri dökülüyor kucağıma
    dudaklarım kan mavisi bugün.
    biz burda iyiyiz, biz burda çok iyiyiz
    biz burda kırk yaşındayız hepimiz
    dördümüz bir kişiyiz de ondan
    içimizden biri uyuyor olsa, falan filan
    onu bekliyoruz bir kişi olmak için
    evet evet, yanılmıyorum ben
    bir iki kişi kaldığımız zaman yanılabilirim
    doğrusu ya
    yanılmak her şeyi yeniden görmek gibi bir şey oluyor
    duvardaki vitray, begonya
    begonya, vitray
    kurtuluşla asmalımescit birbirine geçiyor
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap