17 entry daha
  • türkiye dahil birçok ülkede seçimlerde partilerin illerden çıkaracağı milletvekili sayısını hesaplamak için kullanılan belçikalı hukukçu ve matematikçi victor d'hondt tarafından 1878'de tasarlanmış, nisbi temsil sistemidir. oyu en çok olan parti 1 adet milletvekili sandalyesi kapmış olur, ardından milletvekili çıkaran partinin oyu ikiye bölünür ve 2'ye bölümün ardından en çok oy alan parti aynı sistemle 1 adet milletvekili daha çıkartmış oluyor, milletvekili çıkaran partinin oyu tekrar ikiye bölünüyor ve partiler tekrar sıralanıyor. bu sistem; her milletvekili için her seferde de uygulanır.

    ilk saçmalık: türkiye izmir-ankara-istanbul gibi illerde seçimleri bölge bölge ayırmaktadır bu durumsa oy oranı az olan partinin oylarının hiç edilmesi demektir. zaten yüzde 10 barajı antidemokratik bir uygulama olan ülkede çözüm aranırken, durum daha da vahimleşmektedir. yüksek seçim kurulu: istanbul 3 bölge, ankara 2 bölge,izmir 2 bölge olarak seçime gireceğini belirtiyor. örneğin izmir 1. bölgede 43 oy alan chp ile 37 oy alan akp'nin milletvekili aynıdır bu d hondt sisteminden dolayı ancak yüzde 44 yüzde 36 olduğunda ise işin rengi değişmiştir

    uzun vadede şayet akp koltuğunu korursa şehirlerdeki seçim bölgesi sayısını arttıracağına şimdiden iddiaya girebilirim efenim. öncelikle büyükşehirler kafadan 2 bölgeye ayrılacaktır. durum bu olunca konya'dan 1 adet milletvekili çıkaran chp'nin milletvekili çıkarması imkansız hale gelecek. nasıl mı? bekleyin de görün. konuşması değil tabi, matematiksel olarak yazmak gerekirse;

    toplamda bir şehrin 1 milyon seçmeni olduğunu ve 12 milletvekili çıkaracağını varsayıyorum. birinci parti 500.000, ikinci parti 240.000, üçüncü parti 160.000 oy almış olsun, diğer partilerse 100.000 oy çıkartmış olsun ama yüzde 10 barajını takıldıkları için hiiiç parti yerine konulmasın. yüzdelik dilimle düşünürsek (a partisi yüzde 50, b partisi yüzde 24, c partisi yüzde 16 oy, diğerleri yüzde 10 oy alarak seçim barajına takılıp eleniyor olsun.) işaretleyip bakınız verdiklerim milletvekili çıkarmış oluyor ve ardından ikiye bölüp tekrar yazıyorum.

    tek bölge sisteminde;

    a partisi - b partisi - c partisi

    500.000 - 240.000 - 160.000
    250.000 - 240.000 - 160.000
    125.000 - 240.000 - 160.000
    125.000 - 120.000 - 160.000
    125.000 - 120.000 - 80.000
    67.500 - 120.000 - 80.000
    67.500 - 60.000 - 80.000
    67.500 - 60.000 - 40.000
    37.500 - 60.000 - 40.000
    33.750 - 30.000 -40.000
    33.750 - 30.000 - 20.000
    16.875 - 30.000 - 20.000

    sonuç: a partisi 5 milletvekili. b partisi 4 miletvekili. c partisi 3 milletvekili.

    izmir ve ankara'da olduğu gibi iki bölge sisteminde yapalım:

    a partisi - b partisi - c partisi

    250.000 - 120.000 - 80.000
    125.000 - 120.000 - 80.000
    67.500 - `120.000 - 80.000
    67.500 - 60.000 - 80.000
    67.500 - 60.000 - 40.000
    33.750 - 60.000 - 40.000

    (iki bölgede de oyların homojen dağıldığı varsayılmıştır, genelde yakın çıkıyor zaten.)

    sonuç: aynısını 2 bölgede de yapacağımız için sonuçları iki ile çarpıyorum; a partisi 6 milletvekili. b partisi 4 milletvekili. c partisi 2 milletvekili. o da nesi? a partisi birden coştu efenim, c partisi ise 1 adet milletvekili kaybediyor.

    genel sonuç: 2 hesaplamada da partiler aynı oyu almasına rağmen, farklı sonuçlar elde edilmiştir. ankara ve izmir'de 2 bölge uygulamasına geçilmiştir.

    seçim sistemindeki bir diğer saçmalatmacaysa: kırsal bölgelerde kişi başına düşen milletvekili sayısının düşük olmasıdır. şöyle ki illere göre seçilecek milletvekili sayısı; link

    örneğin; baykurt 2 milletvekili çıkaracak ve seçmen sayısı 50.000 seçmen başına düşen milletvekili: 25.000
    mardin 6 milletvekili çıkaracak ve seçmen sayısı 400.000 seçmen başına düşen milletvekili: 66.000
    kırşehir 2 milletvekili çıkaracak ve seçmen sayısı 156.000 seçmen başına düşen milletvekili: 78.000
    .
    .
    .
    .
    istanbul 88 milletvekili çıkaracak ve seçmen sayısı 9.300.000 seçmen başına düşen milletvekili: 106.000
    ankara 32 milletvekili çıkaracak ve seçmen sayısı 3.400.000 seçmen başına düşen milletvekili: 106.000
    izmir 26 milletvekili çıkaracak ve seçmen sayısı 2.900.000 seçmen başına düşen milletvekili: 111.000

    dipnot: aslında izmir 27 milletvekili çıkarsa seçmen başına düşen milletvekili sayısı tam olarak ankara ve istanbul ile eşit oluyor. ama nedense eşitlenmemiş. ilginç.

    asıl sonuç: kırsaldaki seçmenle, kentteki seçmenin oyu bir değil. (bkz: dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz) demişti birisi. eşit değil dostum zaten. yani 106.000 istanbullu, ankaralı ve 111.000 izmirli ancak 25.000 bayburtlu etmekte bu sistemde. tabi bu bayburt-izmir en uç örnekler. seçmen başına düşen milletvekili sayısı bu iki sayının arasında gelip gitmekte amma velakin en büyük kayıpları seçmeni en fazla olan büyük kentler yaşamakta.

    d hondt sistemi'nin bir diğer saçmalatmacasıysa: bir şehirde şayet bağımsız aday yüzde 40 oy alır. ardından yüzde 10'u geçen partiler yüzde 30 ve yüzde 20 oy alırsa toplamı yüzde 50 olan partiler haksız bir şekilde bir sürü milletvekili çıkartmış oluyor. şöyle ki bir şehir seçeyim ağrı bağımsız milletvekilinin aldığı oy tek başına akp'ye kafa tutuyor ama tabi akp 3 milletvekili çıkarıyor. burada bağımsız aday mitoz bölünmeyle çoğalsın demiyorum, sadece sözde acayip demokratik olan sistemin buglarından bahsediyorum. bağımsızları yasaklasan olmaz ama bağımsıza beklediğinden fazla oy gitmesi, o bölgedeki diğer partilerin ekmeğine bal-kaymak sürüyor.

    hdp'nin seçim barajını geçip geçemeyeceği konuşulmakta şimdilerde, ama atlanan şudur; bu yukarıdaki hesaptan mütevellit doğu bölgesi ve karadeniz bölgesindeki şehirlerin nüfusları sayıca düşüktür ve az nüfusu sahip olup çok şehir olduğu için bölgesel olarak daha fazla milletvekili çıkarmaktadırlar. doğunun hdp'ye vereceğini, karadenizin akparti'ye oyunu vereceğini düşündüğümüzde hdp yüzde 10 barajını geçip yüzde 11 oy aldığı takdirde yüzde 13 oy alan mhp'den daha çok milletvekili çıkartabiliyor. sistem böyle yani. tek tek yazıp hesaplama işini biri üstlenebilir.

    d'hondt sistemi'nin aksaklıkları dışında, mevcut seçim sistemimizde kentlerin, büyük şehirlerin az milletvekili çıkarıyor olması dışında bir diğer saçmalıksa yüzde 10 barajıdır. çünkü seçmen sayısı 50.000-200.000 arası değişen doğudaki-karadenizdeki 20 tane ilden yüzde 100 oy alsa bile (toplamda 4 milyon oy olduğunu varsayıyorum). yüzde 10 barajından dolayı milletvekili çıkartamıyorsun, bu d'hondt sisteminin uygulanması içinse yüzde 10 barajını geçmiş olmak lazım. yani yüzde 10 barajını geçemeyince o kadar insanın oyu o bölgede en çok oy alan 2. ve 3. partiye gidiyor. bu şekilde en çok ekmek yiyen partiyse malum hdp'nin bağımsız adaylarla seçime girmesinden mütevellit akp idi 2011 genel seçimlerinde.

    en kötü senaryoyla; bir parti 2 milletvekili hakkı olan bir şehirde yüzde 90 oy almış olsun, eğer o parti genel sayımda yüzde 10'u geçememişse, o şehirde yüzde 5 oy alan parti 2 tane milletvekili çıkartabiliyor. şaka mı? gerçek.

    olayın daha net anlaşılması için şöyle bir simülatör var şu akp-chp ve mhp-hdp oyları eşit olmasına rağmen arada epey milletvekili farkı var.

    akp yüzde 30 ====> 230 milletvekili
    chp yüzde 30 ====> 197 milletvekili
    hdp yüzde 10 ====> 67 milletvekili
    mhp yüzde 10 ====> 56 milletvekili

    tamamen konuyu özetlemek için yaptım bu yüzdelikleri. bunu hiçbir partili üzerine alınmasın.

    anlaşıldığı kadarıyla sanıldığı kadar demokratik değil seçim. 1887'deki bu sistemin üstüne çok daha detaylı ve güzel bir algoritma elbet yazılabilir, elbet yapılabilir ama demokrasi konusunda sanıldığı kadar istekli olduklarını sanmıyorum ben. seçimleri 5 yıldan 4 yıla indirilmesini bile hazineden seçim parası adı altında daha çok vergimizin tırtıklanması için yapıldığını düşünüyorum. ben değil, düşündürenler utansın...
76 entry daha
hesabın var mı? giriş yap