mutlu kaya

• bu toprağın erkeği çok acımasız.
  
  kadın ona itaat etsin istiyor. ona itaat ettiği sürece bir köşede dursun, onu geçmeye çalışmak ne haddine; aman sivrilmesin.
  
  erkek; kızını, karısını bırakınca da kadın güçsüz kalsın, giden erkeğe beddua ede ede zar zor bir yaşam sürsün, herif de babasından, dedesinden gördüğü gibi ''köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağardı eheh'' deyip yeni hayatını yaşasın.
  
  anca arada onların acı çektiklerinin, sefalet içinde olduklarının haberini alsın istiyor. ah, alır da... maalesef kadın tek başına kalınca ülkemdeki en yaygın kaderi de budur. ucuz işgücüdür; fazla para kazanamaz. babasızsa, dulsa kolay kadındır konu komşunun gözünde, rahat hareket edemez, psikolojik sorunlar baş gösterir...
  
  adamın vicdanı rahattır. erkeklere vicdanın ne olduğu öğretilmez çünkü; o erkektir, ona itaat etmeyenler vicdanlarını sorgulamalıdır.
  
  peki, işler onların beklediği gibi gitmez de eski eş başarılı olursa, yeniden aşkı bulursa, kızı okursa, bir yerlere gelirse, annesine o bakarsa ne olur? işte burada erkeklerin devreler yanıyor; bu büyük ego bununla başa çıkamıyor.
  
  babası onları terk ettikten sonra binbir güçlükle okuyup doktor olan cevahir çağlar'ın hikayesi aklıma geldi güzel mutlu'nun öldürülüşünü haber alınca. baba küçükken bunları terk edip onca yıl ne arayıp ne sormuştu. kızın doktor olduğunu öğrenince de eski eşiyle, kızına musallat olup en sonunda gariplerimi bir av tüfeğiyle vurmuştu. işler umduğu gibi gitmemişti çünkü...
  
  bıraktığınız yerde kadınlar solup gitsin istiyorsunuz, o büyük egonuz zarar görmesin diye de bunun çok olası olduğu sistemi değiştirmek istemiyorsunuz.
  
  size de, yarattığınız sisteme de lanet olsun.
  
  bir mutlu kızın hayalleri de kursağında kaldı. aman egonuza toz konmasın alçaklar.