71 entry daha
  • büyük lig? tecrübesi evet yok ama zaten büyük lig tecrübesine gerek de yok.

    hem almanya, italya, ingiltere, fransa, ispanya liglerinin en az birinde hem türkiye'de şampiyonluk kazanan hocalar: feldkamp, daum... hocaların hocası daum'un en yakın bundesliga şampiyonluğu da 1991-1992 sezonuna ait. türkiye ligi'nde şampiyonluk kazanmak için büyük liglerde büyük kariyer gerekmiyor yani. örneklerle anlatalım...

    almanya, italya, ingiltere, ispanya, fransa liglerinden en az birinde şampiyon olup türkiye'de olamayanlar: mancini, rijkaard, schuster, del bosque, toshack...

    ek olarak avrupa şampiyonluğu / şampiyonlar ligi şampiyonluğu yaşayıp gelmesine rağmen türkiye'de başarılı olamayanlar: hiddink, aragones.

    ispanya ligi'nde ilk beş takımla diğerleri arasında büyük bir uçurum var. o beş takımı bir kenara ayırırsak ligin kalitesinin süper lig'den öyle çok da yüksek olduğunu düşünmüyorum. bi de şimdi yabancı sınırı falan da değişiyor ligin kalitesi yukarıya çıkacaktır.

    zaten ligleri büyük/küçük diye ayırmak pek mantıklı gelmiyor bana. farklılık olsa olsa futbol kültüründedir ve bizim futbol kültürümüz almanya, italya, ingiltere, ispanya, fransa ile aynı frekansta değil. oralarda başka bizim buralarda farklı bir oyun oynanıyor sanki. bu sadece bizim lige has bir durum değil. sevilla'da iki uefa kupası kazanan juande ramos ukrayna'dan hiçbi şey kazanamadan ayrıldı, geçen hafta sevilla'ya uefa kupası'nı kazandıran unai emery de spartak moskova'da başarılı olamamıştı. gerçi aykut kocaman, emery'nin spartak moskovasının sadece barcelona tarafından mağlup edilebilecek bir takım olduğunu iddia etmişti ama o başka bir entrynin konusu.

    büyük liglerde şampiyonluk kazanıp gelenler mancini, rijkaard, schuster, del bosque, toshack dedik. her biriyle dalga geçildi bu ülkede. ben hepsiyle nasıl dalga geçildiğini ayrı ayrı hatırlıyorum da herkesin hatırlayacağı yakın tarih olduğu için mancini örneğini hatırlatalım.

    büyük liglerden gelen hocaların yaşadığı futbol kültürü şokuna da en iyi örnek "türkiye'de 60'ların futbolu oynanıyor" diyen schuster olur herhalde.

    netcede pereira'nın kariyerinde italya, ispanya, ingiltere, almanya falan olmaması soru işareti oluşturmamalı zira oralarda şampiyonluk yaşayanları da gördük. gördük derken kötü hoca oldukları anlamında söylemiyorum. mancini'nin city'de oynattığı futbolu her haftasonu zevkle takip ederdim, hatta bi ara bu city'yle barcelona bile baş edemez dediğimi hatırlıyorum ama işte burada işler biraz farklı. bunu alex de dile getirmişti daha önce "türkiye'den ayrılıp brezilya'ya gittiğimde futbola uyum sağlamam zor oldu çünkü türk ve brezilya futbolu neredeyse iki farklı spor dalı olarak ele alınabilecek kadar farklı" diyerek.

    hocanın istatistiklerine bakarken dikkatimi çeken şey takımlarının az gol yediği oldu. portekiz ligi 30 maç üzerinden oynandığı dönemde 18 ve 19 maçta gol yememiş porto. yine geçen sezon yarım sezon çalıştırdığı olympiacos da 15 maçın 10'unda gol yememiş.

    porto ve olympiacos'u herkes şampiyon yapar eleşirisi kadar da ucuz bi eleştiri yok bu arada. bugün hala sözlükte özlenen zico olympiacos'u şampiyon yapamamıştı mesela keza porto da iki senedir şampiyon olamıyor işte.

    pereira hakkında edindiğim izlenim elindeki kadronun hakkını veren bir hoca olduğu şeklinde. şampiyonlar ligi'nde veya uefa kupası'nda herhangi bir başarısı yok ama üç sezon yarıştığı ligleri bu üç sezonun tamamında domine etmeyi başarmış. üç sezondaki puan ortalaması gayet yüksek (2.50, 2.60, 2.33).

    kazanma alışkanlığı olan, yarıştığı takımları üç sezonda da şampiyon yapmasının yanı sıra ligin en gol gol yiyen takım yapan ne istediğini bilen bir adam.

    2.60 puan ortalaması çok yüksek bir oran fenerbahçe kariyerinin o civarda seyretmesi pek mümkün değil tabi söz konusu sezonda portekiz ligini ilk iki sırada bitiren porto ve benfica ikilisinin toplam 1 yenilgileri var onda da porto benfica'yı yenmiş zaten. fikir vermesi için yazıyorum bu sezonu ilk ikide bitiren fenerbahçe ve galatasaray'ın toplam 9 yenilgileri var.

    2.60 tabi ki olmaz ama ismail kartal'ın 2.18'le tamamladığı takıma yapacağı takviyelerle 2.3 ortalamayı yakalar gibi duruyor ki bu da çok büyük bir sürpriz olmazsa şampiyonluğu getirmeye yetecek 78 puan yapıyor.

    hakkındaki soru işaretlerime gelince, ilki adam kazanmayı biliyor tamam çok güzel de kaybederken ayağa kaldırmayı biliyor mu onu bilmiyoruz çünkü hiç kaybeder bi pozisyonda bulunmamış. işler kötü giderken baskıyı kaldırabilecek mi onu zamanla görcez bakalım.

    ikincisi: porto'daki ilk sezonunda vilas boas'ın takımını devralıp yaptığı transferleri rotasyonda fazla kullanmadan şampiyon olmuştu. bunu başarısını küçümsemek için söylemedim sonuçta fenerbahçe'de çok başarılı olan ersun yanal da aykut kocaman'ın takımını şampiyon yapmıştı. ikinci senesinde de ilk senesindeki gençlere (danilo, mangala, alex sandro) ek olarak sadece jackson martinez geldi zaten. olympiacos'a da devre arası gitmişti zaten kendi takımını kurma fırsatını bulamadı.

    porto pereira'dan önceki sene ve pereira dönemi olmak üzere 3 yılda sadece 1 yenilgi alan sıradışı bir takım. modern zamanlarda başka bir örneği var mıdır bilmiyorum araştırmadım. belki larssonlu yıllardaki celtic benzeri bi başarı sağlamış olabilir bi ihtimal.

    porto'da transfer ettiği danilo, alex sandro, mangala, jackson martinez, defour gibi isimler göz kamaştırıcı ama porto ondan önce de falcao, james rodriguez gibi oyuncuları çok genç yaşta transfer eden bi takımdı yukarıdaki gençler ne kadar porto transferi ne kadar pereira transferi bilmiyoruz yani.

    pereira evet elindeki kadronun hakkını veriyor ama fenerbahçe'nin yeni kadro kurma senesinde kadro kurma konusunda tecrübesi olmayan bir isim olarak duruyor. kadro kurma konusunda da iş biraz terraneo'ya bakıyor o da şu an itibarıyla tam bir soru işareti.

    çok uzattım özet geçiyorum: pereira tıpkı daum hocam gibi elindeki kadronun hakkını veriyor ama fenerbahçe kadrosu değişen yabancı sınırının da etkisiyle kabuk değiştireceği için transferleri görmeden iş yapar veya yapmaz demek için henüz çok erken. yapabilir mi? sağlıklı ortam sağlanırsa (kadro, taraftar desteği, yönetim desteği vs) yapamaması için bi neden yok.

    son olarak ben tercih eder miydim? adı geçen isimlerden en çok conte'yi istemiştim ama yönetim de çok istemesine rağmen olmamış anladığım kadarıyla. conte, capello gibi büyük takım ağırlığını bilen şampiyon karakterli adam olmayacaksa macera aramaz daum'a giderdim ben ama hayırlara vesile olsun bakalım...
9045 entry daha
hesabın var mı? giriş yap