2 entry daha
  • çocuk yaşta ayrıldiğı maraş yöresinin aşık ve dedelerinin tınılarından yola çıkıp, muhabbet geleneği içerisinde yetişmesinin de etkisiyle, yenilikci ama özüne sadık kalan otantik bir tarz sunuyor.
    londra'da geçirdiği süre içerisinde dünyanın dört bir yanından gelen müzisyenlerle çalışma
    fırsatı buldu. ozan figani'nin kalan müzik etiketiyle yayınlanan 'arzuhal' adlı albümüne muzik yönetmenliği yaptı.
    prodüktörlüğünü erkan oğur'un üstlendigi 'o' isimli ilk solo albüm calismasında, her ne kadar batılı enstrumanlara yer vermesede, geleneksel yapının yanı sıra batı tınılarını da benimseyerek çalışmasına dahil etti.
    polonya'lı müzisyen raphael roginski ve londrada yasayan ciğdem aslan'la 'nefesh' projesi'ne öncülük edip anadolu deyişleri ve türkülerini polonya'nın dört bir yanında konserler vererek farklı kitlelere taşıdı.
    dünya müziğinin en önemli etkinliklerinden womad ve songlines gibi festivallerde yer almasının yanı sıra, royal albert hall gibi prestijli konser salonlarında da dede sazıyla sahne alıp yöresel tınıları 'dünya müziği' dinleyicisyle tanıştırdı.
    yaşamını londra'da sürdüren tahir palalı, dede sazı ve temburuyla besteler yapıp, coğunluğu alevi-bektaşi geleneğinde batıni değerler taşıyan eserler icra ediyor.
    öz belası adlı bestesi mükemmel ötesidir.
    ulaşmak isteyenler için https*
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap