7 entry daha
  • bir "yetimhane"de sosyolog olarak çalışıyorum. 3-12 yaş arasındaki kız ve erkek çocukların kaldığı bir kurumda.

    işten gelip uykuya direnerek film seyrettim, sonra da şu yaz dizilerine bi bakalım işe yarar olanlar var mı diye kanalları karıştırmaya başladım. iş bu zaplama esnasında hayatın kötü bir şakası olarak atv'de söz konusu diziye denk geldim. şu an buraya, sinirden elim ayağım titreyerek yazıyorum.

    çalıştığım kurumda babası, kuzeni, öğretmeni tarafından tecavüze uğrayanını, ailesi tarafından zorla torbacılık yaptırılanını, babası annesini satanını ve akla hayale gelmeyecek şeyler yaşayanını gördüm. açıkçası gördüğüm hiç ama hiçbir şeyden, şu diziden tiksindiğimin yarısı kadar tiksinmedim.

    bizim senaristlerdeki ve milletteki şu duygu sömürüsü aşkı ne zaman bitecek merak ediyorum. tamam, yapmayın demiyorum, hobi olarak yine yapın ama bari olayları bir araştırın, hadi araştırmıyorsunuz bu yetiştirme yurtlarında kalan çocukların şu türk dizi tarihinin yüz karası diziyi izleyebileceğini ve izlediğinde ne hissedeceğini düşünün.

    o çocukların acınmaya ihtiyacı yok. psikolojilerinin işlenmesine, topluma onun üzerinden mesaj verilmesine ihtiyaçları yok. açıkçası kimsenin onları anlarmış gibi yapmasına da ihtiyaçları yok.

    her şeyi bu kadar basitleştirmeyi, içini boşaltmayı nasıl başarıyor insanlar?

    tamam, yetiştirme yurtlarında büyüyen çocukların psikolojik tahribatı çok oluyor, hayattan beklentileri düşük oluyor, başarı seviyeleri normalin altında oluyor, etrafındakilere öfkeli oluyor, eyvallah inkar edemem. sekiz yaşında ferdi tayfur dinleyen, on bir yaşında arabesk raple içlenen çocuk dolu kurum sonuçta. ama kalkıp bu durumu afişe etmenin manası nedir bana söyler misiniz?

    bu kızlar yetimhanede büyümüş, orospu olmasalar da ileride olacaklarmış, onlarla arkadaşlık etmeye ne gerek varmış, ezikler güzel zengin kızlarımızın eskilerini giyerlermiş çok çirkinmiş... şimdi bu diziyi çevirenler, o tarafı kötü olarak gösterip bakın bunlar tü kaka, yetimhanedeki kızlara da vah vah; hadi hep beraber zenginlere uyuz olup kimsesizlere merhamet gösterelim mesajı vermek mi istiyor? o mesajı alıp istedikleri yere sokabilirler. hem duygusal hem fiziksel tatmin, mis.

    şu dizi, izleyicisinin yüzde doksanı için içlenilip vahlanacak, sonra diğer kanala geçilip unutulacak bir vakit öldürme aracı değil de nedir? bir meziyeti daha var, ben söyleyeyim hemen: ailesiz büyümüş, ihmal ve istismar edilmiş çocuklar için onlarca bıçaktan birisi daha olacak. o kadar.

    dizi senaristine/senaristlerine çağrımdır: imkan bulduğunuz bir zaman gidin bir yetiştirme yurduna, oradaki çocukların dosyalarını okuyun, yanlarına gidip bir kez başlarını okşayın, tek bir şey için takdir edin. sonra da yazdığınızla gerçekte olan arasındaki uçuruma yavaşça kendinizi bırakın.

    öyle öfkelendim ki anlatmak istediğimi yeterli seviyede anlatabildim mi emin değilim. daha ne kadar saçmalayabilirler diye seyretmeye devam ediyorum, bakalım ne zaman kıracağım televizyonu.

    bari yetiştirme yurtlarına bulaşmayın lan! orası bari temiz kalsın!

    not: genetik de mi zengin fakir ayrımı yapıyor, benim neden haberim yok? zengin kızlar renkli gözlü, kalın dudaklı, güzel fizikliyken yetiştirme yurdundaki kızların alabildiğine iç anadolu insanı olmasını bana genetiğin ayrım yaptığı hariç hiçbir mantıklı şekilde açıklayamazsınız. o derece bak... bizim kurumda aşırı güzel kızlar var, demek onlar doğmadan önce zenginmiş aileleri.

    not 2: bekaret muayenesi sahnesinden sonra benim daha söyleyecek sözüm kalmadı.
199 entry daha
hesabın var mı? giriş yap