111 entry daha
  • edebiyat denizindeki en derin noktadır muhtemelen.

    bir hikaye ya da roman yazmaya kalktığınız takdirde, bir olay örgüsünün etrafını süsleyebilirsiniz. bir bakıma, ortasından yemeye başladığınız pasta gibidir bu türler, ne kadar dallanıp budaklansa da ulaşacağınız yerler için önceden çizilmiş sınırlar vardır. yer verdiğiniz karakterler, kullandığınız kelimeler, üslubunuz ile pastayı güzelleştirebilirsiniz ama daha büyük bir şeye dönüştürmeniz çok da kolay değildir.

    ancak şiir, hiçbir şekilde kontrol edemediğiniz bir dört yol ağzı gibidir. ortada durup üzerinize son sürat gelen araçları izlemekten başka yapacağınız bir şey yoktur çünkü. elinizden gelen tek şey, üzerinize gelen her şeyden kaçmayı bırakıp onları, yani kelimeleri olduğu gibi kabul edip kağıda akmalarına izin vermenizdir. hikaye, romanda, denemede, makalede ve diğer tüm türlerde kontrol ettiğiniz akış ve kelimeler; şiirde sizden bağımsızdır. kısaca siz şiir yazmazsınız, şiir sizi şekillendirir. çünkü aklınızda olanı hayatınızı katarak kağıda aktardığınız bir şiir, artık size bir anlam kazandırmış demektir ve o şiirden sonra, asla eskisi gibi olamazsınız.
166 entry daha
hesabın var mı? giriş yap