13 entry daha
  • memleketteki birçok fakültenin ayvayı yemiş olduğunu kabul etmekle beraber, tıp fakültelerinden çıkanlar haricinde kimseye böylesine körü körüne hayat emanet edilmediği için klasmanında sonuna kadar haklı olan tespittir.

    çocukluğum ankara üniversitesi tıp fakültesi'nde geçti. annem orda çalıştığı ve babam ordan mezun olduğu için kendimi bildim bileli hocalar, uzmanlar, öğrencilerle büyüdüm. ben üniversitedeyken aütf'de tıp okuyan arkadaşlarımın nöbetlerinde sabaha kadar yanlarında da kaldım. doktorluğu, gerçek doktorluğu, babamların neslinden öğrendiğim ve bu bahsettiğim arkadaşlar zamanında da durum şu ana göre çok çok iyi olduğundan ötürü içimde hiçbir şüphe, sıkıntı yoktu.

    ne zaman istanbul'a taşınıp, her daim babam ve kendi dönemindeki doktor arkadaşlarından uzaklaştım, olayın vehametini o zaman gördüm. bir cerrahi hastanesinin acilindeki nöbetçi olan uzman genel cerrahın ilk müdahaledeki hatası nedeniyle 3 ay enfeksiyonla uğraştım. sağım solum paramparça olmamıştı, her dakika herkesin başına gelebilecek bir şeydi ve o sevgili arkadaş ne yapacağını bilse 1 haftaya kalmadan iyileşecektim.

    zehirlendim, yakındaki özel hastanenin aciline gittim. yine başka diyarlarda yaşayan bir arkadaş sebebiyle içim iyice dışıma çıktı.

    bunlara benzer bir sürü maceram oldu zira bende doktor çocuğu laneti var maalesef, burnum boktan çıkmaz sağlık konusunda. bir süre sonra 'ulan babamlar işi gücü bırakınca ne halt edecez biz?!' paniğine kapılmaya başladım. başlığı açan yazar kardeşime sonuna kadar katılıyorum, yeni nesil doktorların çoğuna güvenmekte çekiniyorum.

    elbette bu sadece fakültenin hatası da değil. biz toplum olarak okumayı, öğrenmeyi, kendimizi geliştirmeyi sevmiyoruz. birçok konuda kör topal bu şekilde ilerleyebilen sistemler, söz konusu tıp camiası olunca o kadar da masum olamıyor takdir edersiniz ki.

    birkaç ay önce yumurtalıklarımdan biri kendi etrafında takla attı, bir kısmı zaten öldü gitti. ameliyatımı yapan cerrah minimum hasarla, o yumurtalığı yaşayacak hale getirebilmek için kendini yırttı. sağolsun, varolsun. amma velakin bildiğim ve bildiğim için defalarca daha fazla korktuğum bir gerçek de şu; artık kendimizi emanet ettiğimiz çoğu doktor uğraşmıyor arkadaşlar. biliyorum ki o ameliyattan kurtarılabilecek olan yumurtalığı uğraşmayarak komple alarak çıkacak bir sürü doktor var piyasada. belki de ilk entry'de bahsi geçenler yüzünden, belki de ne yapacağını bilmediğinden.

    ve inanın bu benim ödümü koparmakta. insanın her zaman bir şekilde tanıdığı, bildiği, duyduğu doktora gitme şansı yok. tatile gittiniz atıyorum, iç kanama geçirdiniz, hemen orda tedavi edilmeniz lazım. nasıl olacak? yok ben ille de kendi adamıma gideyim diyemezsiniz ve maalesef artık güven duygumuzu yitirir olduk.

    bir doktor çocuğu olarak, aynı zamanda hastanede çalışan biri olarak, tüm hayatı tıp camiasında geçmiş biri olarak gelecekten korkuyorum. ne zaman başımıza ne geleceğini bilemiyoruz. tepedekiler sağolsun, artık markete gidince bile bombalanarak ölebiliriz ama yaralanacak olsak kurtaracak kalifiye insan artık çok az...
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap