on emir

• efendim ben de on emrin hikayesini yazayım: (olay meşhur -kızıldeniz'i yarma- hadisesinden sonra geçer)
  musa israiloğulları'nı "vaad edilmiş topraklar"a götürürken tur dağının yakınlarında dururlar.hz musa vahiy almak üzere dağa çıkar ve vekil olarak -kardeşi- (aslında akrabası değildir,yoldaş anlamına gelir kardeş) hz. harun'u bırakır.fakat musa'nın uzun bir süre boyunca dağdan geri gelmemesi israiloğullarını telaşa düşürür ve adı samiri olan birinin kışkırtmasıyla "eski tanrıları"na tapmak için bütün altınlarını ortaya koyup eritirler,ortalık karışır,hz harun tartaklanır.musa elinde tabletlerle dağdan geri geldiğinde altından bir buzağı görünce deyim yerindeyse küplere biner.insanlara on emri okur ve samiri'yi kovar.sonra da yollarına devam ederler.sonrası hakkında ağzı olan konuşur ama kur'an'da yazanlar musa'nın kavmine vaadedilen topraklara devam etmesini söylemesi,akabinde israiloğullarının "biz burada bekliyoruz,sen rabbinle git,savaş,vadedilen toprakları onlardan al (onlar kim bilemiyorum),biz de öyle gelelim" demeleri ve son olarak kelam-ı ilahi olarak "(musa'ya)artık orası kendilerine kırk yıl haramdır,onlar yeryüzünde şaşkınca dönüp dolaşacaklar,sen de onlar için üzülme" şeklindedir (maide suresi 21,24,26.ayetler).