5030 entry daha
  • bazen insanın kısmetidir, kısmetini açandır. benim kedim kısmet de öyle bir kedidir mesela.

    kısmet ile karşılaşmamız 21 haziran pazar sabahı, bir babalar günü'ne denk gelmişti. sabah işten eve dönerken evin yakınında iki köpeğin köşede bir şeyle uğraştığını fark etmiştim. oyun oynuyorlardır diye düşünürken aslında hepi topu 1 kilo çeken, çok çok 2 aylık bu kediciği ısırmaya, belki de parçalamaya çalıştıklarını görünce aklım çıkmıştı. o ise bir köşeye pısmış, belli ki kaçmaktan yorulmuştu. doğru düzgün tıslayamıyordu bile.

    köpekleri korkutup kaçırdıktan sonra yanına vardığımda yaralanmıştır diye ödüm kopuyordu ancak burnundaki ufak bir çizik dışında hiçbir şeyi yoktu bu yavrucuğun. sadece faltaşı gibi açılmış gözleri, tir tir titreyen cılız vücudu ve neredeyse atışı dışardan duyulacak bir kalbi vardı. ben yanına fazla yaklaştırmaz kaçar diye umarken o an mucizevi bir şey oldu, kaçmak yerine kucağıma tırmanıp kafasını gömecek yer aradı. o güne kadar sokak kedilerine elimden geldiğince yemek ve su vererek yaşam desteği sağlayan, ancak evde bakmanın sorumluluğundan hep uzak duran ben, bu ufaklığı oracakta bırakamayacağımı anlamıştım. kedi kucağımda evin yolunu tutarken guruldamaları çoktan başlamış, tişörtümü, kolumu yalamaya başlamıştı bile. cılızdı, üstü başı kir içindeydi, pireleri kirli beyaz tüylerinin arasından seçilebiliyordu.

    eve girince ılık bir banyo ile kirlerinden ve pirelerinden kurtulur diye düşünüp hemen banyoya götürdüm onu. geniş bir kaba ılık suyu doldururken başına gelecekleri hisseden kısmet artık viyaklamaya, kendini bir an önce banyodan kurtarmanın derdine düşmüştü. sabunlu ılık suya girdiği gibi üstündeki pireler ortaya çıkmaya, kendilerini kurtarmaya başlamışlardı bile. ancak kısmet efendi birçok soydaşı gibi sudan nefret ediyordu ve gerek kendini kurtarma çabaları, gerek de kolumda çizdiği çizgiler sayesinde kendini doğru dürüst yıkatmamayı başarmıştı. sonrasında üşümesin diye tüylerini 1-2 havluyla kurulayabildiğim kadar kurulayıp, üstünde kalan pireleri ve kirleriyle birlikte odama götürdüm.

    odada bir yandan ilk yemeğini (yoğurt ve tavuk haşlama) kıtlıktan çıkmışçasına yerken arada sokak alışkanlığı olan kafasını yemekten kaldırıp etrafı kolaçan etmeyi de ihmal etmiyordu. yemeği bittiğinde kucağıma zıpladı, teşekkür edercesine süründü, gurul gurul sesler çıkardı, ellerimi yaladı. 2 aylık kedi hareketleriyle resmen, "artık kaçış yok, bana babalık yapacaksın ulan!" diyordu. yumuşak yün bir örtüyü genişçe bir kaba koyup ona çabucak bir yatak hazırlamıştım, artık uyku vakti gelmişti.

    ben işten geldiğim ve kendimi bu hengamenin içinde bulduğumdan, o ise canını köpeklerden kurtarıp, sonrasında ilk banyosundan kaçtığı ve yemeğini de yediği için iyice mayışmıştık. yatağıma yattığımda sanki gelecek günlerin haberini veren bir şey oldu; kedicik yerinden kalktı, geldi koynuma yerleşip uyuyuverdi. o an ne kirleri ne pireleri, hiçbir şey önemli değildi, sadece onun huzurlu uyumasıydı önemli olan. takip eden günlerde de hep ya koynuma ya da ayak ucuma kıvrılıp yattı.

    https://instagram.com/p/4mge7ipj0a

    o uyurken benim uykum kaçmış, bundan sonra ne yapacağımı düşünüyordum. evde kediyle ilgili hiçbir şey yoktu, ne mama ne kap. doğru düzgün uyuyamadan, en yakın veterinerin yolunu tutmuştum bile. dönüşte bir elimde kedi kumu ve kum kabı, diğer elimdeyse taşıma çantası ve kuru mama paketi vardı. üstelik ertesi güne ilk aşılarının randevusunu bile almıştım.
    ilk gününü çoğunlukla uyuyarak geçirdi oğlum kısmet. ara ara kalktı, kuru mamasından tırtıkladı, ilk kakasını bizi hiç uğraştırmadan direkt kumuna giderek yaptı, kendini temizledi, bolca da kaşındı.

    ikinci günümüzde sabahtan veterinerdeydik. ilk parazit aşısını vurulan ve ense damlası damlatılan kısmet eve geldiğinde biraz mamasından yedikten sonra sızıp kalmıştı. o günkü uyku süresini bir daha asla geçememiştir sanırım. 8-9 saat boyunca yerinden kalkmadan, tedirgin eden bir uykudaydı. 2 kere veterineri aramıştım endişeden, ikinci aramada adamın ses tonundaki bıkkınlık kolayca anlaşılıyordu.

    https://instagram.com/p/4sh6isvj8l

    ilerleyen günlerde kısmet kendini öyle bir toparladı ki herhalde kendisi bile şaşmıştır. bir günde önce pirelerinden kurtuldu, sonraki günlerde de tüyleri gürleşti ve uzadı. mütemadiyen de büyüdü kerata. 50 günü aşan birlikteliğimizde 1.2 kilodan 3 kiloya ulaştı. o şimdi yaklaşık 4,5 aylık, oyun delisi bir kedi. ton balığına ve yaş mamasına bayılıyor, yüzünü ekşite ekşite yoğurt yiyor, fil gibi su içiyor, uzun güzellik uykularına yatıyor.

    https://instagram.com/p/46tfufpj9z

    gel zaman git zaman kedi kısmet evin bir ferdi haline geldi. evin kapısı her açıldığında istisnasız geleni karşılaması, evden biri çıkarken ayakkabıları bağlatmaması ve paçalara yapışması, biz uyurken uyuması, karşısına geçip dertleştiğinde kulaklarını dört açıp dinlemesi, temizliğini asla ihmal etmemesi ve bunlar gibi daha birçok özelliğiyle ev ahalisinde tam anlamıyla bağımlılık yarattı. guruldamaları da cabası.

    https://instagram.com/p/5fwsvtvj_p

    bu uzun entryinin başında da ifade ettiğim gibi, bu kedi bana resmen kısmetiyle geldi. geldiği günden beri monoton hayatımı değiştirdi, kısmetimi açtı, bana adeta yaşama sevinci aşıladı. bu iki aylık dönemde işlerim açıldı, sağlığımı düzeltmek için adımlar attım, yakın bir zamanda da müthiş bir insanla tanıştım. ufacık kediye bu kadar anlam yüklemek belki çocukça gelir, ama kısmet'ten önce ve sonra olarak rahatlıkla ikiye ayrılıyor benim hayatım. varsın bütün pay bu yaramazın olsun.

    iyi ki varsın lan vik vik!

    https://instagram.com/p/6p9yfopj6b
7192 entry daha
hesabın var mı? giriş yap