5 entry daha
  • 3. defa gittiğim ve yine hüzünlenerek, istemeyerek bırakıp gelmek zorunda kaldığım yer.

    dördüncü arkadaşın entry'sini okuyunca korkarak gittim bu sefer, "acaba işletme devredildi, çalışanlar mı değişti, o gölgelik yerlerdeki ağaçlar mı kesildi, ne oldu acaba diye". hiç öyle bir şey yoktu...

    - çalışanlar ve tüm insanlar birbirlerine gülümsüyordu, öyle mükemmel bir enerjisi olan bir yer. o senin suratsızlığın olmasın?

    - "gölgelik alan sıkıntısı" var demek de tek kelime ile kötü niyetli olmaktır. 3 tane koca çardak, onlarca insanın rahatça oturacağı bir sürü yer var.

    - şezlong ve şemsiye sorunu biz hiç yaşamadık. bütün gün çardakta sere serpe yatıp, güzel bir sürü insanla muhabbet edip, deniz için 10 adım fazladan atmak güzel geldi. seviyoruz sosyalleşmeyi, bizim de bug ımız bu galiba.

    - yemekler kadın elinden çıkıyor, hatta önceki gün biz yardım etmek amaçlı zevkle taze fasülye ayıkladık. bir de kimsenin oradaki yemeği yiyeceksin diye bir dayatması yok, canın istiyor ocağı kullanıyorsun, canın istiyor kamp alanının girişinde kimseyi rahatsız edip ortalığı koku veya dumana boğmadan mangalını yapıp keyfine bakıyorsun. istersen sahilde masa yapıp şöyle şöyle şöyle içkini yudumlayabiliyorsun. eksik malzemeler için de "maşanız var mı ya, alsak yarım saatliğine" falan dediğinde biri gayet güler yüzle ikiletmeden getiriyor mutfaktan.

    - kahvaltı için tekrar yuh diyorum arkadaşa, gayet sağlam bir serpme kahvaltı ve istersen menemen, sigara böreği gibi seçeneklerin, ayrıca çok seçiciysen kendi malzemelerinle kahvaltı etme lüksün var. ama arkadaş huzursuz olmakla meşgulmuş galiba.

    - tuvaletleri bir defa bile kirli görmedim, 5 yıldızlı otel tuvaleti arıyorsan o yok onu söyleyelim, 5 yıldızlı otel tuvaleti istiyorsan camping'de işin ne arkadaş? duş sorunu hak verebileceğim tek eleştiri olmakla birlikte işletme de bu durumun farkında. seneye tedbir alacaklarını söylüyorlar ama ben denizden çıkınca 24 saat gayet randımanlı çalışan plaj duşunu tercih ettim mesela. şampuan kullanmadan döndüm. ha, sıcak su hiç mi yok dersen akşam yoğun saatlerde sıkıntılı, 7-9 arası. onun haricinde duş alabiliyorsun gayet.

    - istediğinde bahçeden domates, patlıcan, biber, mezelik bitkiler toplayabiliyorsun, taze taze kokusuyla, dallardan incir koparıp yiyebiliyorsun. hatta suratsız (suratsız falan değil) denilen arkadaş bir sepet dolusu incir toplayıp herkese ikram ediyordu. istanbul gibi hormonlu büyük şehirlerde artık sebzelerin kokusunu unutmuş insanlar için mükemmel bir his bu.

    - eşim salata için nane bulamamıştı, gidip sordum cevap şuydu: "nane var, şu duvarın dibi olduğu gibi nane. hatta bak yan tarafta melisa var, o da iyi gider salataya. dur bak şurda da hindibağ var ama ondan az koy, çok faydalıdır ama biraz acıdır tadı. az ileride de semizotlarından kopar birkaç sap, iyi gider." gerçekten iyi gitti bu arada, harika kokulu nefis bir salata olmuştu. bak biz o naneden kökleyip ekecektik burada unutmuşuz. ya, şimdi mecburen(!) tekrar gitmemiz gerecek..

    - herkes birbirine yardımcı olmak için uğraşıyor, o kadar güzel bir şey ki, daha kampın 1. dakikasında birbirlerini tanımayan iki insan aynı dakikada ellerinde fenerlerle gelip çadırmızı kurmak için yardımcı oldular, eşimle birbirimize bakıp gülümsedik o anda, "yine o pozitif enerji, iyi ki yeniden geldik" yola da, tüm harcadığımıza da değdi.

    - insanların birbirleriyle tanışması 1 saniye falan sürüyor, akşamına tüm kampla arkadaş olmuştuk bile ve bu arkadaşlıklar gayet uzun soluklu olabiliyor. güzel insanlar işte, ya da havasından suyundan güzel oluyorlar.

    - istediğiniz zaman kamptan çıkıp, kaz dağları, behramkale, troya ve bir sürü yer daha keşfedip dönebiliyorsunuz.

    - efsane akşamlar yaşayabiliyorsunuz, ben gitarımla gidiyorum, bir iki şarkıdan sonra 30 a yakın insan gelip size eşlik edebiliyor. bu sefer abartıp sahilde ateş yaktık, o ateş için herkes bir odun toplayıp geldi.

    akşamdan: foto , foto

    - o tatlı insanlar dördüncü entry'i okuyunca nasıl üzülmüşler biliyor musun? insanlara böyle anlamsız ithamlarda bulunmak, bu kadar kolay olmamalı. bu entry'i de kimse bana yaz demedi, tamamen gördüklerimi ve hissettiklerimi, isteyerek yazıyorum.

    - camping ruhuna sahip olmayan eleştirel arkadaşlar ne yaptıklarını tekrar düşünmeli.. neyi istediğini, ne gibi sorunlarla karşılaşabileceğini bilen ve bunları keyifle, yüzlerinde bir gülümsemeyle karşılayabileceğini hisseden, hissettiren insanlarla güzel gargara.

    thanks for:

    benim ve eşimin 5 gün boyunca her saniye gülümsememizi sağlayan:

    burçak, semra, ve kampın neşesi dünyanın en güzel kızı mercan'a
    halet, mete, ışıl, ela, hüsnü ve ünlü kovboy şapkalı arkadaşımıza,
    emrah, sema, seyit, berk ve ilke'ye,
    parlak öğrenciler, cansu, özge, ersin ve emre'ye,
    ceyhun, yeşim, elvan'a, bengü, eşi ve şimdi hatırlayamadığım herkese.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap