169 entry daha
  • malum video'su ülkede müzikle alakalı bir şeyler yapmaya çalışan insanlara ve iyi dinleyici olma gayreti bulunanlara çok fazla şey anlatıyor.

    önce arabesk sonra taverna/fantazi... bu dönemlerin müzisyenlerinin hepsi köpek gibi çalışan, birden fazla enstrüman çalan ve kafaları çok açık insanlardı. son 5-6 yılda çıkış yakalayan 80'ler sonu ve 90'lar başında doğan "alternatif müzik" tayfası hem müzisyenleri hem de dinleyicileriyle önce dalga geçmeye çalıştı bu göç müzikleriyle. daha sonra bu müzikleri üreten isimlerden bazılarını kabullendi. (müslüm gürses, orhan gencebay vb) ama bir yandan hep bir tepeden bakma tavrı var.

    diğer yanda ne var biliyor musunuz? bu köpek gibi çalan eski topraklar ellerine geçen her fırsatta bu yeni yetmeleri müzikal donanımlarıyla tokatlıyorlar. ümit besen'in malum video'su da bu cenaha atılan son tokat. ümit besen de biliyor bu insanların yaptığı müziğe tepeden baktığını; ama onların sahnesine çıkıp onlardan çok daha iyi performans sergileyeceğini de biliyor.

    bu yeni yetmeler şimdi de ümit besen'i sahiplenecekler. nasıl flamenko gitar çaldığını bilseler sabah akşam ferdi tayfur'a taparlar. mustafa keser denen adam muhteşem repertuarının yanında son derece kabul edilebilir seviyede, ud, keman, uzun sap bağlama çalar.

    ben 26 yaşındayım. uzun zamandır müzik yapmak için çabalayan, bu yüzden hayatını piç etmiş olan bir insanım. ne zaman kafamı açıp benden önce müzik yapan insanlarla alakalı önyargılarımdan kurtulmaya çalıştıysam o zaman kendi yaptığım müzikte de kendimi daha iyi ifade edebilmeye başladım. işin başlangıcı belki de senden öncekilere saygı duymak. felsefe de böyle değil mi? klasik müzikte de yok muydu bu? ressamlar için geçerli değil miydi? hatta gıptayla baktığımız yazarlar/şairler işe kendinden önceki külliyatı hatmetmekle başlamadı mı?

    arabesk, taverna notaların dışına çıktığımızda hem sosyolojik olarak bir değerdir hem de temsiz ettiği başka değerler bulunur. bu değerler bütünüyle alakalı bir problemin olabilir. mesela işçi sınıfının arabesk/taverna gibi müzikler dinleyerek örgütlenmekten iyice uzaklaştığını ve kaderciliği içselleştirdiğini düşünebilirsin. ancak notaların içine girdiğinde bu insanlar kadar çalışmadan, yorulmadan onları "eziklemeye" kalkarsan her defasında böyle tokatlar yemeye ve dönemin geçtiğinde unutulmaya mahkum olursun.

    ümit besen bunu bir kere daha anlattı bence. ısrarla anlamamak isteyenler olacaktır. müziklerine tapan ergen groupieler'le son derece keyifli bir yaşamları var zaten. müzikle alakalı da bir dertleri olduğunu düşünmüyorum.

    ben dert ettiğim belli meseleler hakkında böyle güzel bir ders verdiği için ümit besen'e teşekkür ediyorum. iyi ki var!
106 entry daha
hesabın var mı? giriş yap