8 entry daha
  • ne yuvasız kuşlar
    ne de baharın esrikliği umurundaydı
    apansızca geliyordun
    şehrin yıkıntıları arasından
    onulmayan yara
    kirlenmeyen kir idin
    ve namlunun ucundaki ceylan misali
    ürperirdi o naif bedenin
    yine karartma geceleri
    yine kırılan zeytin dalları
    ve ben ceketimi alıp
    gidiyordum
    seni bırakıyordum bu çakal sürüsüne
    oysa sen
    kadim bir ulusun çığlığıydın
    ve haykırıyordun milyon kere
    'zannedersem tek eksiginiz yarrakti' diye
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap