841 entry daha
  • diyorlar ki eskiden hastanelerde kuyruklar vardı, şimdi yok. üniversite hastanesine giderken sevk almak gerekiyordu, şimdi gerekmiyor.

    görelim bakalım 13 senede neler değişti?..

    1) evet artık sevk falan yok, istediğin hastaneye gidiyorsun.

    ama bir tek sen gitmiyorsun, herkes gidiyor. başı ağrıyan, dişi ağrıyan herkes sevksiz mevksiz devlet hastanelerine, üniversite hastanelerine gidiyor. öyle olunca ne oldu? poliklinik sayıları arttı, bir günde bakılan hasta sayısı ikiye üçe katlandı. polikliniklerde bir hastaya düşen süre yarıya indi.

    2) ama kuyruklar azaldı. peki ne oldu da azaldı?

    çünkü hastanelere randevu sistemi geldi. artık sıra yok, randevu var. randevu aldın aldın, alamazsan "bugün git, randevu alınca gel".

    3) ve bazı branşlara randevu alınmaz hale geldi.

    boğazın mı ağrıyor, hiç uğraşma, git evinde yat. kulak burun boğazdan randevu alıp doktora ulaşıncaya kadar iyileşirsin zaten.

    hele ki ultrason ya da mr falan çekilecekse git özelde çektir gel. randevuyu beklersen 3 ay sonraya ancak çektirirsin benden söylemesi. tabi o 3 ay geçene kadar da kanserin falan varsa ilerler. adama amca sende kanser varmış, sen 3 aydır niye gelmedin diyoruz, "e bugüne randevu verdiler" diyor.

    o zaman allah taksiratını affetsin...

    4) 13 sene önce sadece randevu sistemi de değil, muayene ücreti de yoktu.

    herkes istediği hastaneye gidecek denilince tabi ki, muayene sayıları, tetkik giderleri, ilaç giderleri arttıkça arttı.

    ilk önce "hasta sayısı çok arttı, millet gerekli gereksiz ilaç yazdırıyor, sgk zarar ediyor" dediler, polikliniklerde 1 lira muayene ücreti alınmaya başlandı. sonra o ücret 3 lira oldu, sonra 5 lira, 8 lira, 15 lira derken sürekli artıyor, durduramıyoruz.

    5) muayene ücretleri yetmedi, ilaç katkı payı da alınmaya başlandı.

    artık reçetedeki ilaç sayısına göre ve ilaçlardan da belli bir yüzde olmak üzere ilaç katkı payı ve reçete parası alınmaya başladı.

    6) üstelik bu noktada hükümet iki tane uyanıklık yaptı;

    birincisi, bu paralar hastanede değil, eczanede alınıyor, bu sayede halk devletle değil, eczane ile karşı karşıya getiriliyor.

    ikincisi, muayene ücretleri hemen o gün değil, hastane sgk'ya fatura gönderdikten sonra çıkıyor. bu sayede seçim dönemlerinde bu paraları almayıp seçimden sonra 50-100-200 her ne kadarsa topluca alıyorlar.

    7) sonuçta muayene parası, ilaç katkı payı, sorma ver parası derken doktorun yazdığı 5 liralık ilaç için eczanede 15-20 lira ödemeye başladınız.

    ve bu nedenle pekçok hasta ilaçlarını kendi cebinden almaya başladı. bu da sistemin işine geliyordu.

    8) her seçim döneminde milyonlarca yeşil kart dağıtıp, seçimden üç ay sonra iptal etmeyi alışkanlık haline getirdiler.

    9) "isteyen özel hastaneye gidebilir" dediler, her yere mantar gibi özel hastane açılmasına vesile oldular.

    sonra baktılar, özel hastaneler yüzünden faturalar kabarıyor. bu sefer özel hastanelerden de fark ücreti alınmaya başlandı. o fark ücretleri başta sgk'nın ödediği paranın % 90'ı ile sınırlı idi, sonra % 200 oldu, bazı yerler için daha da arttı.

    şu an istanbul'da x özel hastanesinde bir y ameliyatı ücretli hastaya 5000 liraya yapılırken, sgk'lı hastaya 4500 liraya yapılıyor. e aradaki 500 liralık farkı da ücretli hasta azıcık pazarlık ile % 10 düşürtebilir. ikisi de aynı ücreti verecekse ben ne anladım o zaman gss'den?

    10) genel sağlık sigortası için belirlenen primler çok yüksek ve sürekli artıyor. en baba özel sağlık sigortasının primleri bile bu kadar yüksek değil.

    üstelik kapsamı da günden güne daraltılıyor. her gün daha fazla ilaç, daha fazla tedavi sistem tarafından ödeme harici tutuluyor.

    11) genel sağlık sigortası prim borcunuz varsa zaten kullanamıyorsunuz, prim borcunuz yoksa bile her hastaneye gidişinizde bir dolu para ödüyorsunuz.

    e o zaman, bu nasıl sigorta kardeşim?..

    12) genel sağlık sigortası borcu olanların bakılabileceği ve randevu gerektirmeyen sadece acil servisler kaldı. millet acil olsun ya da olmasın buralara hücum etti. acil servisler ana-baba günü. millet ilaç yazdırmaya, kolesterol baktırmaya acil servise geliyor. son bir yılda 139 defa acile gelen hastam var. ve dünya üzerinde toplam nüfusundan fazla acil servis başvurusu olan tek ülke türkiye.

    gerçek hastalar, gerçek aciller gss borçluları ve randevu alamayıp acile gelenler yüzünden arada kaynıyor, mağdur oluyor.

    13) arada bakıyorum; kapitalist amerikan sistemine döneceğiz, parası olmayan, sigortası olmayan gidecek hastane bulamayacak falan deniyor. yahu amerikan sisteminde bile kullanmadığın şeyin, almadığın hizmetin parasını kimse senden istemez, is-te-ye-mez. kimse sana durduğun yerde borç çıkartamaz, bunun adı kapitalizm falan değil, düpedüz soygundur.

    hangi kapitalist sistemde, işi gücü olmayan, bir kuruş dahi para kazanmayan insanlardan böyle bir haraç alınabilir?

    14) 7 milyon kişiye, 9 milyar lira borç çıkarmışlar. bu paralar gerçekten sağlığa harcanıyor olsa, sağlık sistemi ihya olur, kimseden de bir kuruş muayene ücreti alınmaz...

    bu artık genel sağlık sigortasını falan aştı. bu paralar ak-sarayın, örtülü ödeneğin finansmanından başka bir şey değil.

    ödemeyin, ödettirmeyin...
4407 entry daha
hesabın var mı? giriş yap