1606 entry daha
  • "sevgili sevgilim

    düşündüm de, aşk hiç komplike değil, basit. nereden beslendiği belli değil ve çabuk. varlığını anlayamayan, ama yok olduğunu anlayan bizler için ise son derece zor.

    sana da bana da öğretildiğinin ya da deneme yanılmayla öğrenmeye çalıştığımızın tersine ayrıştırılamayan, indirgenemeyen ve dile de getirilemeyen bir şey galiba. sanki bir gaz gibi her yere yayılıyor.

    blaise cendrars'ın şiirine bir baksana.

    bütün millet hâlâ orada
    yaşam şaşılacak şeylerle dolu
    eczaneden çıkıyorum
    teraziden şimdi indim
    80 kilo çekiyorum
    seni seviyorum.

    hem bu kadar basit, hem de her şeyle ilintili başka bir şey gördün mü? ve de bu kadar muğlak? teraziden inmek, kilonu öğrenmek, eczaneden çıkmak kadar basit ve aynı derecede şaşılacak bir şey. doğru; yaşam şaşılacak şeylerle dolu.

    peki bu denli basit bir şey niye bu kadar şaşılası etkilere açık? aşk sevginin mantık gerektirmeyen bir türü olarak, niye nefretin ve hissizliğin en mantıksızına sürükleniyor? aşk kendini küçümsemek mi, bunun bilincinde olmak mı? bilmiyorum.

    haydi biraz ileri saralım ve aşkı aşk acısıyla didikleyelim; güzel günler geçti, sevginin sonbaharındayız.

    neler yaparız? resimler mi ortadan kaldırılır, beraber satın alınan eşyalar mı ilk olarak? sen spor salonuna, kuaföre mi gidersin? ben halı sahaya mı?

    gitmek, anahtar kelimemiz bu... çünkü sevince de gidersin, artık sevmeyince de... aşk acısı çekince de gidersin, verince de.

    ve pişmanlık... bitmesine neden olduğunuz şeyler için de duyarsınız, başlamasına neden olduğunuz, geride bıraktığınız, heba ettiğiniz şeyler için de...

    tesadüf bu ya, şiirin başında verilen öğüt de buymuş zaten. gitmek, terk etmek, heba etmek ve uğruna vazgeçmek üzerine...

    sevince her şeyi bırakıp gitmek gerek
    eşini bırak çocuğunu bırak
    arkadaşlarını bırak
    sevince çekip gideceksin.

    seni şimdilik seven sevgilin"
2558 entry daha
hesabın var mı? giriş yap