211 entry daha
  • cezayir'in fransız sömürgesi olması ve camus'un cezayir'in özgürlük mücadelesine bakışı açısından da değerlendirmenin mümkün olduğu bir albert camus romanı.
    romanı okumamış olanlar için uyarı: aşağıdaki yazı kitabın sonu hakkında bilgi içerir.

    pek çok eleştirmen ve okur camus’un bu romanda fransızların araplara yaptığını tekrar ettiğini düşünür. camus'a yabancı (l'etranger) sebebiyle yapılan “faşist!” suçlamasının dayanağında da bu düşünce vardır. gerçekten de romanda ismi olmayan ve hiç konuşmayan tek karakter romanın geçtiği toprakların asıl sahibi, yani bir araptır. ve araplar gerçek dünyada da tıpkı bu roman karakteri gibi yerinden ve canından edilmiştir. yine romandaki gibi kardeşleri, fransızlar tarafından dövülmüş, hemen hepsi fransızlar tarafından sessizleştirilmiş ve isimsizleştirilmiştir. peki okuyucu, annesinin cenazesinde ağlamadığı için idam edilen adamın haline acısa mı gülse mi bilemez haldeyken, camus gerçekten fransız faşizmini yinelemiş midir?

    bence bu konuyu ilk olarak şu soruyu sorarak irdeleyebiliriz: bir fransızın bir arapı öldürdüğü için idam edilmesi o dönem şartlarında mümkün müydü?
    fransız sömürgesinde yaşarken cezayirin en merkezi ve gelişmiş yerlerine arapların girmesi dahi yasaklanmıştı. toplumun bunca dışına atılan ve insan yerine dahi konulmayan bir arap için fransızlar kendi vatandaşlarını idam eder miydi diye düşünüldüğünde cevap herkes için malumdur; tabii ki hayır. camus’un amacı neydi o halde? örneğin neden katil bir fransızı değil de özellikle bir arapı öldürüyor? camus sanıyorum işin bu noktasında bilinçli bir şekilde yaptığı tercihle okuyucuya şunu söylemeye çalışıyor:
    '' normal olarak kabul gören medeni bir toplumda bir `arapı öldürdüğünüz için idam edilmezsiniz` ama annenizin cenazesinde ağlamayacak kadar garip, yabancı ve ayrıkırıysanız o medeni toplum sizin kafanızı hiç acımadan kesiverir.''

    buradan camus'un arap bağımsızlık mücadelesine bakışını da sezmek mümkün.
    camus bilindiği gibi faşizme ve araplara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmasına karşı olmakla beraber cezayirin bağımsızlık savaşını desteklememiştir. ona göre cezayir, fransız toprağıdır. örneğin veba'nın açılış cümlesinde bir cezayir kenti olan oran'ı şöyle tanımlar: "oran, cezayirdeki bir fransız şehri". ona göre arapların isimsizleştirilmesi, ellerinden alınan yaşam hakları, ellerinden alınan toprakları evet bir sorundur ancak o daha ziyade medeni dünyanın modern problemleri ve yaşamın anlamsızlığı ile ilgilenmeyi arapların tam olarak neyi hakettiklerini düşünmeye tercih etmiş gibidir. yani camus’a göre arapın biri isimsiz kalmış olabilir ve hatta pek çok şeysiz kalmış olabilir ama medeni dünyanın değer yargıları kadar saçma değildir bu durum.

    camus'un faşist değil ancak bencil olduğunu düşünüyorum kendi adıma. cezayir halkının yaşadığı korkunç olaylara gözlerini kapatıp modern hayat teranelerini bunca dert edinmesi tabii ki kendi seçimidir en nihayetinde...
420 entry daha
hesabın var mı? giriş yap