50 entry daha
  • (bkz: rowing)

    bundan 2.5 yıl evvel, erasmus iken gezmek için gittiğim torino şehrinde denk geldim bu spora. po nehri'nin üzerindeki bir köprüden geçerken, suyun üzerinde süzülen iki tek, iki çiftleri izlemek epey keyifliydi. küreklerin aynı anda suya girip aynı anda sudan çıkmaları durumunu pek sevmiştim. göze hitap eden bir spor vardıysa kanımca o da kürek sporuydu. o gün, adını bilmediğim bu sporu deneyebilme ihtimalimi düşünmüştüm, öylesine bir düş olarak kalmıştı orada, anılarımda.

    zaman oldu, o pek estetik gelen sporun kürek sporu olduğunu öğrendim, hani şu zorlu antrenmanlarıyla meşhur olan kürek sporu. okuduğum okulda da kürek takımı vardı ve herkes tarafından müthiş disiplinli antrenmanlarıyla bilinirdi. haliyle denemeye pek cesaret etmedim.

    zaman oldu yine, aklıma çalındı. denemekten zarar gelmezdi değil mi? ben de öyle söyledim kendi kendime. takımdan haber aldım ve geç de olsa antrenmanlara dahil oldum.

    yeni başlayanlar için haftanın dört günü antrenman vardı. iki gün spor salonunda, iki gün de göldeki kayıkhanede antrenman yapıyorduk. ilk günlerdeki antrenmanlardan sonra vücüdumun çeşitli yerlerinde ağrılar olduğunu itiraf etmeliyim, ama bu ağrıların geçici olacağını biliyordum. nitekim öyle de oldu. vücudum yeni olana alışmaya çalışıyordu.

    her antrenmanın birbirinden farklı olması durumu hoşuma gidiyordu. her seferinde beni neyin karşılayacağını bilmeden gidiyordum. biraz yorgunluk, biraz mutluluk arası bir şeyle geri dönüyordum. tabii, antrenmanların uyku saatlerimi düzenleyip beni yola getirmesi de cabası.

    ve uzun zamandır beklenen an gelmişti. dün (18 ekim) ilk kez suya çıktım. dört tekin ikincisi olarak kürek çekmeyi denedim ilk kez. müthiş bir şeydi. henüz acemi olarak kürek çektiğim halde küreğin suya girip çıkması durumunu çok sevmiştim. dahası birinciyle aynı anda kürek çektiğimizdeki uyumun bir parçası olmak, müziğin bir parçası olduğum zamanlarda duyduğum hissi uyandırmıştı. iki farklı sesin bir araya gelip tınlaması gibiydi iki farklı kişinin aynı anda kürek çekmesi de. teknenin dengede kalabilmesi için küreklerin aynı anda suya girip çıkması gerekiyordu. haliyle sağdaki kürekleri çekenlerle soldaki kürekleri çekenlerin birbirlerini dinlemesi, birbirlerinin hareketlerine dikkat etmesi gerekiyordu. bu yüzden de tam anlamıyla bir takım sporuydu. herkes birbirinden sorumluydu.

    bıraksalardı bütün gün suyun üstünde durabilirdim. sınırlarımı aşmak için değil de sonbaharda gölün tadını çıkarmak için.

    1.5 yıl sonra gelen düzeltme: kayık ne yahu? oysa tekneye ne dendiğini anlamak için epey debelenmiştim değil mi?
    düzeltme-2: yazım yanlışı, anlatım bozukluğu.
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap