219 entry daha
  • vitor pereira derin bir nefes aldı ve oyuncuları haftasonu oynayacakları galatasaray maçına motive edeceğini umduğu bir konuşma yapmak üzere oryantasyon odasına doğru ilerledi. koltuğunun altında oyunculara galatasaray ile ilgili vereceği istatistiksel bilgileri barındıran klasörü ve yanından ayırmadığı not defteri ile bir eli cebinde yürüyordu. oryantasyon odasının olduğu koridora döndüğü anda karşısında kendisini bekleyen terrano ile gözgöze geldi. terraneo’nun vitor’a söyleyecekleri vardı.

    ajax maçında 90 dakika oynayan fenerbahçeli futbolcular günü tesislerde hafif tempoda çalışarak ve dinlenerek geçirmişlerdi. geriye kalanlar da her gün yaptıkları gibi ayak tenisi oynamış ve fizik kondisyon antrenmanı yapmışlardı. ajax galibiyetine rağmen, takımda morallerin yüksek olduğu ve kolej havasının hüküm sürdüğü pek söylenemezdi.

    vitor, öğleden sonra aldığı ani bir karar ile saat 17.00’de herkesin tesislerdeki oryantasyon odasında toplanması talimatını vermişti. haberi alan futbolcular homurdanmışlardı. bu toplantıların gereksiz olduğunu düşünüyorlardı. bu fikrin altında hocanın kendilerine verdiği taktiklerin tek düzeliği ve yaratıcılıktan uzak oluşunun payı büyüktü. bundan en çok etkilenenlerin başında van persie geliyordu. sir alex ferguson, arsene wenger gibi taktik dehalar görmüş van persie, vitor’un fikirleri ile takımın sahip olduğu potansiyelin sahaya yansıtılabileceğine inanmıyordu.

    saat 16.45’te futbolcular tesislerdeki oryantasyon odasına gelmeye başlamışlardı. fenerbahçe’nin samandıra tesisleri içerisinde yer alan son teknoloji ürünü araçlarla donatılmış olan oda, büyük ekran televizyonlar, projektör, elektronik ve kalemli yazı panoları ve ses sistemlerinin de yardımıyla dünya standartlarında bir eğitim merkeziydi. duvarlar fenerbahçe tarihinin unutulmaz maçlarından fotoğraflar ile çevriliydi. şampiyonlar ligi’nde sevilla maçı sonrası futbolcuların kutlamaları, lig şampiyonluğu sonrası bağdat caddesi’ndeki kortejden kareler… normal şartlarda bu odaya giren futbolcuların kendi kendilerine motive olmaları gerekirdi. bugünlerde durum böyle değildi.

    saat 17.00 olduğunda oyuncular yerlerini almış hocayı bekliyorlardı. van persie sağ tarafta en arka köşeye oturmuş, son dönem hep yaptığı gibi fiziksel olarak orada olduğu ama kafa olarak başka yerde olduğu izlenimini veriyordu. gökhan gönül, ajax maçı sonrası yaptığı konuşma üzerine arkadaşları ile uzun uzun dertleşmişti. takımda bir gelecek göremediği için ayrılma konusunu ciddi ciddi düşünüyordu. eski güzel günlerini hatırlayıp kendini motive etmeye, kafa olarak kendini futbola vermeye çalışıyordu. bunun ne kadar süre böyle gideceğini zaman gösterecekti. bu düşünceler içerisindeyken aklına bir kaşı kalkık vitor’un fotoğrafı geldikçe sinirlenip iç çekiyordu.

    saat 17.03’te kapıdan içeriye terraneo girdi. oyuncular, önemli bir maç öncesi taktik konuşma olmasını bekledikleri bir toplantıda hoca yerine terraneo’yu görünce şaşırmışlardı. kendisinin bu konuşmalara geldiği görülmüş şey değildi. terraneo kendisini takip edip içeri giren çevirmenin kapıyı kapatmasını söylediğince işler iyice ilginç hale gelmeye başlamıştı. van persie gözünü telefonundan kaldırmış önce kürsü şeklinde yerleştirilmiş masaya doğru ilerleyen terraneo’ya sonra da takım arkadaşlarına şöyle hızlıca bir bakmıştı. eğer o an yanında oturan birisi olmuş olsa, robin’in dudağının sağ tarafının bir an için hafifce yana kaydığına ve gülümsediğine yemin edebilirdi.

    terraneo elinde tuttuğu klasörü masaya sertçe koydu. bu, oyuncuların dikkatini çekmek için yaptığı bir manevraydı. bu hareket işe yaramış, neler olup bittiğini anlamaya çalışmak için birbirleri ile konuşan oyuncular terraneo’ya kilitlenmişlerdi.

    terraneo çevirmene elinde tuttuğu cd’yi laptopa yerleştirmesini söyledi. elindeki cd’yi kürsüde bulunan bilgisayara yerleştiren çevirmen klavyeden bir iki tuşa bastı. daha sonra elini enter tuşunun üzerine getirdi. son hareketi yapmadan önce de kafasını kaldırıp oyunculara baktı. bunun asla unutmayacağı, torunlarına bile anlatacağı tarihi bir an olacağını biliyordu.

    ardından enter’a bastı ve oryantasyon odası, içeride bulunan üç dev ekrandan yayılan fenerbahçe şükrü saraçoğlu stadyumu’nun yemyeşil zemininin yansıması ile aydınlandı. fonda, stadyumdaki taraftarların muhteşem kareografileri eşliğinde fenerbahçe marşı çalıyordu. ekrandaki maç görüntüsünün sağ altında 06.11.2002 tarihi okunuyordu. o tarihin ne anlama geldiğini bilen oyuncuların yüzünde bir gülümseme belirdi. koltuklarına iyice yerleştiler ve izleyecekleri maçtan alacakları keyfe odanlandılar. o tarihin ne ifade ettiğini bilmeyen oyuncular da fenerbahçe-galatasaray derbilerinin önemini, izleyecekleri bu eski tarihli maçın ardından hep beraber oryantasyon odasına giren, fenerbahçeli olmak ve galatasaray derbisinde oynamak ile ilgili anılarını anlatan can bartu, rıdvan dilmen, oğuz çetin, tuncay şanlı ve alex de souza’dan birer birer dinlediler. (terraneo, alex de souza’yı tesise sokarak başkan ile köprüleri atmayı bile göze almıştı.) bu efsanelerin ardından sözü alan van persie, terraneo ile oryantasyon öncesi yaptığı konuşmaya uygun olarak manchester united-manchester city manchester derbisi ve arsenal-tottenham kuzey londra derbisinin görüntülerinin eşliğinde o maçlarda neler hissettiğini oyunculara anlattı. terraneo ayarladığı bu sunum ve görüşme ile oyuncuları işlerin iyi gitmediği bir dönemde, bir derbi maçı öncesi kenetlendirmiş, hem fenerbahçe efsanelerinin oyuncuları motive etmelerini sağlamış, hem de van persie’yi diğer oyuncuların gözünde onure etmiş ve takımın içine tekrardan sokmuştu.

    oyuncular oryantasyon odasında iki saatten fazla kalmışlardı. ses geçirmez olarak tasarlanmış odanın kapısının açılması ile fenerbahçe marşı söyleyerek birbirine sarılmış zıplayan futbolcuların neşe dolu sesleri tüm samandıra’ya yayılmıştı. sarmaş dolaş zıplayanlar arasında van persie ve dünkü konuşması ile taraftarı üzmüş gökhan gönül de vardı. fenerbahçe’nin tarihinde “terraneoryantasyon” olarak anılacak olan bu toplantı fenerbahçe’nin o sezonki şampiyonluğunun başlangıç noktası olarak bilinecekti.

    odadan dışarı çıkan ilk kişi olan terraneo, kendisini bir omzu duvara dayalı ve tek kaşı kalkık bir şekilde bekleyen vitor’a doğru yürüdü. toplantıda yanına aldığı ve sadece masaya atıp dikkat çekmek için kullandığı istatistik klasörünü vitor’un koltuk altına yerleştirdi. “taktik toplantını yapmasan da olur” deyip odasına doğru ilerledi. oryantasyon odasındaki futbolcuların kahkahaları vitor’un bu tesislerde hiç duymadığı bir şeydi ve hayatın kendisi kadar gerçekti…

    ------

    (bkz: gurlino'nun kısa hikayeleri)
782 entry daha
hesabın var mı? giriş yap