2030 entry daha
  • replik yazmazsa ölecek hastalığından ben de muzdaribim, bu konuda sözlükten trip yemeyeyim lütfen.

    dizinin en sevdiğim yanı replikler olduğu için oradan yürümem gerek ne yapayım...

    bu bölüm poyrazın hafif kafayı kırıp da toparladığı sahneyi sarıp sarıp izledim. şu deliye vurmaları ciddiye biniyor sanki ufak ufak artık. yalnız bu sahnede asıl başarı repliklere değil ilker kaleli'ye ait. adam gerçekten poyrazı iyi okuyor, onun iç dünyasını çıkmazlarını tramvalarını gerçekçi yansıtıyor. tekrar tekrar takdir ettim. sahne de şu efendim

    --- spoiler ---
    poyaz ayşegül'e babasının geri geldiğini anlatmaktadır:

    +oha! milletvekili mi!
    -hee
    +ee? ne konuştunuz? sordun mu? nerdeymiş bunca zaman yani
    -bilmiyorum ayşegül sormadım
    +neden?
    -bazı cevaplar ayşegül, bazı sorulara çare olmuyor. yani tamam bak sorular olsun, ama şıkları da olsun. seçebilelim yani en azından. bak, mesela! aşağıdakilerden hangisi ayşegüldür? bak ne güzel soru, ne kadar hoş bir soru... şıklar: a)uludağ b)bor mineralleri
    +poyraz, ay nolur korkutma beni
    -korkutcam ayşegül korkutcam hepinizi korkutcam... herkesi korkutcam hep ben mi korkucam ya biraz da başkaları korksun. hep ben korkmiyim artık ya valla hep ben korkmiyim artık yaa...
    +şşt bana bak, nolur saçmalama sakin ol tamam mı?
    -tamam
    +tamam
    --- spoiler ---

    bölümün çoğunluğu iyiydi. sonlara doğru arka sokaklar akasya durağı karışımı bir şeye evrildi burada söylenildiği gibi ama, oralara takılmıyorum ben. sonuçta yerli dizi yersiz uzun, poyraz karayel ise bu sezon daha da uzun!
4431 entry daha
hesabın var mı? giriş yap