3 entry daha
  • aşağıdaki metinleri bir yazısında kullanmış şahsiyettir:

    "nasıl ki estetiğin bilimi yoktur, bilimsel bilgi olma anlamında varlığın ve ahlâkın da bilimi olamaz ..."

    "... basit ikili insani ilişkiden, uluslararası ilişkilere, hayvanlara karşı davranışlardan siyasete kadar her şeyin temeli olması gereken ahlâkın ..."

    "... kitleler en özgür olduklarını sandıkları zamanlarda bile eğitimin ve geleneklerin etkisi altında kalıplaşmış düşünceler içinde yaşayan hantal yapılardır."

    "... entelektüellerin bilinç taşıyıcılığı yaptığı bir gerçektir."

    "... 'nesnelliği sağlayan şeyin ne olduğu üzerindeki konsensüsün ortadan kaybolmuş olması ...' ..." (sanırım edward said'in sözü)

    "... said'i eyleme iten şey, bireysel iç tutarlılık arayışı, bunun yarattığı heyecan ..." (edward said kastediliyor)

    "... usun zaferi olan felsefe, tales'le başlamadan önce, musa yahudiliği tebliğ etmişti."

    "... laiklik ateist bir doğa felsefesini kabul eder."

    "... doğa durumunda iyi ve kötü, dolayısıyla ahlâk diye bir şey olamaz. üstelik insanlar birbirleri için birer engel olduklarından doğal olarak birbirlerinin düşmanıdırlar." (sanırım thomas hobbes yorumu)

    "kendini koruma arzusu tüm adaletin ve tüm ahlâkın temelidir." ("doğa durumu" bağlamında sanırım yine hobbes yorumu)

    "... kendinde iyi ve kötü olmadığına göre, kişinin bir başkasını ahlâken suçlamasının nedeni aslında ve sadece çıkar çatışmasından ileri gelir." (sanırım "doğa durumu" yorumu genişletiliyor)

    "... ahlâk belirli bir niyeti ve seçimi gerektirir."

    "... sempati ile ahlâkî yargılar insanın kendisi üzerinden değil sadece öteki üzerinden formüle edilebilir."

    "... henüz ispatlanmadan maddenin ve zamanın ebedi ve ezeli olduğunu kabul etmekle, evrenin tanrı tarafından yaratıldığı düşüncesi denli dogmatize ve hattâ ideolojiye takılır."

    "...kendi davranışlarımın en üstün yargıcıyım ..." (immanuel kant'ın sözü)

    "insanların ilişki içerisinde olduğu tüm alanlarda ötekine karşı saygı ahlâkın temel ölçütüdür."

    "... değer varlığını devam ettirebilme gücüyle donatılı olmaksa, doğadaki hiçbir varlık insandan daha az değerli değildir."

    "... adalet mutlak değilse, adalet ve ahlâk yoktur."

    "...'yüz öldürülemeyendir, ya da hiç değilse, anlamı 'asla öldürmeyeceksin' demekten oluşur. ...'" (emmanuel levinas'tan alıntı)

    "...'... etik gereklilik ontolojik bir zorunluluk değildir. ...'" (levinas alıntısına devamla)

    "... insanın özgürlüğünün ontolojik imkânının ve etik zorunluluğunun bir arada bulunuşundan oluştuğu ..." (levinas yorumu)

    "...'hannah arendt modern dünyada geleneğin ve dinin otoritesinin yitirmesiyle özgürlükle baş başa kalan, ancak özgürlüğün getirdiği sorumlulukla başa çıkamayan insanın, totaliterliği kucaklayıp sözde yasa ve kurallara teslim olmayı seçtiğini dile getirir.'" (referansla arus yumul'dan alıntı; bkz: #53885201)

    "...'gerçekten ciddi olan sadece bir tek felsefi problem vardır: o da intihardır. yaşamın yaşamaya değip değmediğine karar vermek, felsefenin temel sorusudur.'" (referansla albert camus'nün "sisifos söyleni"nden alıntı)

    "... anlamın sadece yoruma indirgendiği yerde, insanla ve hakikatle birlikte her şeyin anlamı, yorumların sonsuzluğu içinde anlamını kaybeder ve şüphecilik son raddesine varır: postmodernizm=irtica eden felsefe."

    "... kierkegaard, 'birey ancak tanrı karşısında bireydir' diye yazıyordu."

    not: "entelektüel laik mi olmalıdır?" başlıklı, şubat/06'da yayımlanmış bir makaleden yazımı korunarak alınmıştır.

    bir de şu dipnotlar var:

    "... tüm insan bilgisinin deneyimden türemese bile deneyimle başladığı öncülü ..." (kant'a ait fikir olarak)

    "... tarihin herhalde en sistematik ve güçlü hareketi olan marksist hareketin ..."

    "...'... inanmadığım şeye hizmet etmeyeceğim.'" (edward said'e atıfla, james joyce'un "sanatçının bir genç adam olarak portresi"nde öyküsü anlatılan "stephen"in sözleri)

    "'pozitivist bir çağda, herhangi bir entelektüel muhalifi teoloji ve metafiziğe daldığını iddia edip altetmek mümkündür.'" (referansla mehmet fevzi bilgin'den alıntı; her ne kadar ben bu pasajı almadıysam da bkz: #54242806)

    "... 'entelektüel hayatın romansı da, ilgi çekiciliği de, meydan okuyuşu da ancak muhalefet etmekle bulunabiliyor.' ..." (sanırım edward said'in sözü)

    "insanın ve hayvanın tam da ahlâkın en önemli ögelerinden biri olan ötekini hesaba katma doğal yeteneğiyle donatılı olması ..."

    "bireyin sonluluğunu anlamasının olanağı sonsuzluk düşüncesidir: hiç kuşkusuz tanrı'nın beni yaratırken o ideayı tıpkı bir ustanın yapıtı üzerine imzasını atması gibi bana yerleştirmiş olmasına hayret etmemek gerekir; ve imzanın yapıtın kendisinden ayrı birşey olması da zorunlu değildir." (referansla verilen bu dipnotta sanırım ikinci cümle rené descartes'tan)
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap