6 entry daha
  • kendisini bir çırpıda okutabilecek bölümlemdirme ve anlatım diline sahip irwin yalom kitabı. açıkçası yeni bir karısını şapka sanan adam beklemiştim, oldukça farklı çıkıp bir de üzerine "her şeyi kategorize etmemeliyiz" söylemi ile beklentime selam gönderdi.

    gerek yalom'un yaşı üzerinde dönen konuşmalar, gerekse seçilen öyküler insana kitap boyunca süren bir "öleceğiz" duygusu yaşatsa da biri çıkıp tam tersini savunsa ya da "varoluşsal kaygılarını ölüm imgesi üzerinden projekte eden insanlar üzerine yapılan çözümlemeler yönüyle yaşamı sevdiren bir kitap" dese yine bir dinlerim sebeplerini.

    öykülerin bazılarında hayatı ıskalamış, kendisini gerçekleştirememiş insanları okurken gelecekten endişe ettim. yapmak istediklerimi düşündüm, peşinen yetmiş yaşıma gelmişim de geride bomboş bir hayat bırakmışım gibi pişmanlığını yaşadım.

    hikayelerden birindeki karakterin seans ücretleri eleştirisine bir an için "benim kaç tane bestseller kitabım var biliyor musun?" demesini de bekledim aslında yalom'un.
    elbette pro bono da çalışıyorlardır ama toplumda suç ve gelir düzeyi korelasyonu ile infiale yol açan suçluların psikiyatrik durumları ortadayken bu yönde bir mesleki eleştiriyi sonuç kısmında görmek istiyor insan; ali koç'un kapitalizm eleştirisi kadar inanılır olsa da bekliyor.

    spoilera battı entry batacağı kadar ama ölümcül hastalıkları olan insanların kendilerini soyutlanmış hissetmeleri de kitaptan geriye kalan şeylerden biri. hayatın senden sonra devam edeceği düşüncesi ve ölmek yeterince ağır şeyler gibi gelirken kanserden vefat eden amcam gibi olan eniştemi düşündüm, bir an için böyle bir duygudurum içerisinde bulunduğunu hissettirmedi insanlara. bunu o dönemde biliyor olsam hayatında olumlu bir etkisi olur muydu? bilmiyorum ama zamanı da geri alanayacağıma göre sizin aklınızda bulunsun. kitapta hastalık sahibinin gözüyle yazılmış olan kısımlar toplumun genel davranış şablonu ile oldukça uyumsuz.

    son olarak terapi süreci hakkında da çok bilmişlik yaparak entrymi noktalayacağım; psikiyatr bana "sadece bir seansımız var" ya da "süremiz daralıyor, konumuza dönelim" dese ve bu her ne kadar profesyonel açıdan doğru bir davranış da olsa kitaptaki vak'alar gibi "iyi o zaman, nerede kalmıştık" diyemem.

    "bitireceğim" dedim ama pegasus yayınlarına da bir sorum var; teşekkür kısmında pegasus yayınları'na teşekkür edildiğinden emin misiniz? öyle basmışsınız ama persesus books olmasın o? demiştim ama isim benzerliğinden yola çıkarak yaptığım bu tahmin yürütmenin aslı astarı yokmuş; bu konuyla ilgili kitabın editöründen gelen açıklamayı aşağıya ilave ediyor, kendisinden ve çalışma arkadaşlarından peşin hükümlülüğüm sebebiyle özür diliyorum.

    29.01.2016 16:19 itibarıyla britthebohemian aracılığı ile kitabın editöründen gelen açıklama:
    "creatures of a day" kitabinda ırvin yalom, pegasus writing group'a tesekkur etmektedir, yanlislik yoktur. yorumunuz icin tesekkurler."
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap