• # europe, after the rain #

    haydarpaşa tren garı, istanbul'un belki de en hüzünlü noktasıdır, gerçektende kasım ayında yağmurlu bir akşam üstü düşününce; kocaman avlu'nun içinde yankılanan anons sesleri, çoğunlukla amacı istanbul'dan ayrılmak için orda bulunan insanların suratlarındaki askınlık, diğer yandan adeta istanbul'dan kovarcasına kararan hava, bir çözülmezlik ve sıkıntı... o ışıltılı ve parıltılığı kaybolmuş şehirden ayrılmak için istasyonda geçen zaman ilmiği böyle uzun bir dolamaçtır işte.

    .......... laika's journey

    karşı taraftan bakarsanız, haydarpaşa hem istanbul'a hem de avrupa'ya açılan ilk kapıdır; işte max richter'in 20. yy. avrupa tarihine doğru yolculuğu burada başlıyor; albümün kapağındaki tren garı müziğin kendisi başlamadan "iç dünyası"nı gösteriyor. von trier'in europa'sı ile paralel düzlemde çözülemeyen; tarifi zor bir karanlık, avrupa'nın kendi tarihi ile yüzleşmesinin olanaksızlığı üzerine her notada bir ağıt gibi durup yavaş yavaş geçmişe açılıyor.

    ! sarajevo

    klasik ile elektronik müzik arasında bir uçurum olduğu genel ve yanlış bir yargı; richterin; bu uçurum üzerine kurduğu görkemli köprüsü, contemporary olarak anabileceğimiz, muhtemelen en yaratıcı evresinde olan müzisyenin başyapıtı olarak sayılabilir. aslında bugün modern kompozitör bildiğimiz diğer isimlerin **** çalışmalarından ayrı bir yerde memoryhouse. toplum ve tarih üzerine nota yazmak, temelde insan his ve duyguları üzerinde yazmaktan oldukça farklı olmalı.

    1908 < 1913 < 1922 < 1973

    dönem müziğine kulak vermek zor iş, alıp bir yerlere götürdüğü kesin, ancak cevabı olmayan sorular ile dolu albüm, savaşın yada yıkımın içinde ortaya çıkmış satie notaları gibi eskide olan bir "şey" leri geri getiriyor; albüm bbc philharmonic orchestra'sı ile kaydedilmiş; kemanda alexander balanescu var, vokal olan şarkılarda da soprano sarah leonard. albüm ilk yarısından sonra daha farklı bir direktif altında gibi, özellikle landscape with figure tüm insanlığı ve tarihi kapsayan bir yapıda. bir kez şarkı "patladığı" anda, yola çıktığımız uzayın tüm permütasyonları afallatacak kadar yalın bir biçimde devam ediyor. temel hayalin "sezgisel" olmaktan çıktığı ve arbetina (11 years) ile devam ettiği kesim gözyaşlarının da tutunacak son noktası oluyor. oldu.

    • l a s t d a y s •

    günümüzün en önemli bestecilerinden biri olan max richter'in söyleminde olduğu gibi, gerçekten de müziği yağmur ve bulutların ötesindeki çizgiyi yakalamış, her dinleyişte daha derinlere inebilen ve daha fantazmatik bir boyut kazanan bir albüm memoryhouse.

    "on the count of ten you will be dead...
    one...
    two...
    three.......
    "
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap