4 entry daha
  • 3 ocak 2016 tarihli cumhuriyet'te çıkan metin akpınar mülakatının daha açılış paragrafında müthiş güzelliklere imza atmış bir gazeteci.

    röportajın internet sayfası

    ----ilgili paragraf-----
    o gün yılın ilk karı istanbul’a yağdı... hâlâ da yağıyor.... o gün ankara’da iki canlı bomba yakalandı. o gün haber sitelerinde erdoğan’ın umrede olduğu haberi dönüyordu. o gün ilkokul öğrencilerine ‘yılbaşı yasağı’ yazısı yollandı... öyle bir günde, yani 30 aralık’ta, metin akpınar’la buluştuk. çünkü geçen günlerde sosyal medyada metin akpınar imzalı “bu ülkeden utanıyorum” başlıklı bir yazı dolaştı. akpınar, gazetemiz aracılığıyla yazının kendisine ait olmadığını açıkladı. biz de “bu ülkeden mi utanıyor yoksa ülkede yaşananlardan mı?” diye sormak üzere karlı bir günde yola düştük.. akpınar, bana, “hazırlanma, doğaçlama konuşuruz en güzeli bu” deyince öyle yaptım ve doğaçlama bir sohbetin içinde buldum kendimi. ancak `nereden bilebilirdim metin akpınar’ın baskın bir karakter olduğunu`... o anlatmak istediklerini anlattı, aramızda “soğuk savaş” da oldu ve sonunda anlatmasını istediğim konulara da konuk oldu...
    -------

    evet, akpınar'ın gazete aracılığıyla zaten yalanlanmış bulunan beyanatında söylediklerini araştırmak üzere yollara düşen cevval ve hızlı bir gazeteciye sahibiz. e tabii bu oksimorona imza atan bu muhteşem gazetecinin görüşeceği şahsın nasıl bir kişiliği olduğunu tecahül-i arif yaparak ebleh yerine koyduğu okuyucularının gözüne sokması da bir diğer güzellik... sözün bittiği yer diye bir laf vardı, nedense hatırlayıverdim. bir de merak ettim, bütçe kısıtlamalarından dolayı koskoca cumhuriyet'te bir editör ya da redaktör bile kalmadı mı? yoksa ne?

    edit: vurgulamalar
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap