4 entry daha
  • 1925-1987 tarihleri arasında yaşamış iktisat profesörü ve değerli türk aydınıdır. başlangıçta türkiye solunun genelinin içinde yer aldıgı jakoben, kemalist ve cuntacı çizginin savunucusuyken, sol hareketin yaşadıgı başarısızlıklar karşısında büyük bir dönüşüm geçirerek, türkiye tarihini ve rejimini bambaşka bir bakış açısıyla değerlendirdigi düzenin yabancılaşması adli kitabını çıkardı. bu noktada klasik marxist söylemden uzaklaştı ve türkiye tarihinin ve düzenin kendine özgü koşullarla degerlendirilmesi gerektiğini savundu. buna göre aydınlamacı, jakoben ve modernist chp ve onun gelenegi avrupa düşünce sisteminde sag ideolojiye denk düserken, onun karşısında olanlar ve muhalefet edenler(dp gelenegi gibi), aslında sol düşünceye denk düşüyordu. kendisi avrupa'nın modernleşmesini ve gelişmesini sivil toplumun gelismesine baglamış ve türkiyedeki jakoben ve modernist elitin türkiyedeki böyle bir gelişmenin önündeki en büyük engel olarak ortaya koymuştur. türkiyedeki parlementer siyasetin bu elitin çikarlarina uygun hareket ettiğini ya da çıkarlarına karışmadigini ve 5 yıllık nöbet degisimleriyle sadece şekli olarak demokrasicilik oyunu oynadigini öne sürdü. görüşleri zamanında bilinen ezberin çok dışında oldugu için islamcı ve karşi devrimci olarak damgalandı, ciddiye alınmadı ve bu kırgınlıkla köşesine kapandı. bu dönemde çesitli konferans ve seminerlere katılmak diışında, batı felsefesini ve tarihini inceledi ve bunlarla türkiye tarihi arasında baglar kurdu. daha sonra bu çalışmalari baglam yayinlarin tarafindan tüm eserleri adı altında yayınlandı. bu yazilarinda, kendine ait dünya görüşüyle çevresini yorumlamaya kalkan türkiye aydınlarının siyasi ve ideolojik ezberlerinin yetersiz kalmasindan ötürü sığındıkları küçük burjuva egilimlerini ve birey ve özgürlükleri sistemin geneline kurban eden yaklaşımlarını kabullenememis bir aydinin yasadigi kafa karisikligini ve buna karşı arayisini görebiliriz. vardığı en önemli sonuçlardan biri türkiye'deki sermaye kesminin yaşadığı trajediyi anlattığı kısımdır. buna göre türkiye'de komprador olarak gelişen, jakoben elitle yakin organik baglari bulunan ve niteliksiz işgücünden beslenen sermaye sınıfı kendine tehdit olarak gördügü için "kitlelerin örgütlenmesini ve sivil bir toplum olarak gelişmesini hiçbir şekilde istemez." bunun için de, kitlelerin yığınlaşmasını, hukuk dışı yollara sapmasını ve marjinalleşmesini(türkiye tarihine bakıldığında her türlü muhalefetin bir şekilde şiddete ve illegaliteye kaydığını düşünürsek, ne kadar doğru bir tespit olduğunu görebiliriz) ister. ancak bunu sağlarken gelişiminin sürekliliğini saglamasi için, devletin elinde tuttugu ipleri ve rantı elde etmesi için verecegi bir mücadelede(avrupa tarihinde görüldüğü gibi) kendini bu mücadelede olası müttefiktlerinden de yoksun bırakır. bu yüzden de normal gelişmesini gerçekleştiremez ve komprador kimliğinden sıyrılamayıp, kendini batili anlamda bir burjuva sınıfı olarak ortaya koyamaz.

    günümüzde idris küçükömer, görüşlerini ve kendisini anlama yolunda yürütülen çalışmalarla hakettigi ilgiyi görmeye başlamışır.
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap