1 entry daha
  • rusça: büyük petro'nun arabı

    puşkin'in 1827-28 yıllarında yazdığı ama ne yazık ki tamamlamadığı; ölümünden sonra, 1837'de eksik de olsa basılan ilk düzyazı denemesi.

    türkiye iş bankası kültür yayınları hasan ali yücel klasikler dizisi'nden çıkan, "yüzbaşının kızı" adlı, toplama puşkin hikayeleri kitabının önsözünde ataol behramoğlu bu hikaye için şunları yazmış:

    "puşkin'in anlatı türündeki ilk yapıtı, 1827 yılında yazmaya başladığı 'büyük petro'nun arabı'dır. bu özyaşamsal-tarihsel roman denemesi tamamlanmamış olmasına karşın, sağlam kuruluşu, yalın anlatımı, kişilerin gerçekçi betimlenişleriyle göze çarpar. puşkin öncesi rus yazınında anlatı dili şiir dilinden henüz tam olarak ayrılamamıştı. 'büyük petro'nun arabı' bu ayrımın oluşmasında önemli bir adım sayılır."

    hikaye açık bir şekilde puşkin'in büyükbüyükbabası* abram petrovich gannibal'in* hayatından esinlenmiş. büyük petro'nun siyahi ("arap") vaftiz oğlu ibrahim, eğitim için paris'tedir. burada sosyetenin biraz da aşklarıyla ünlü üyelerinden kontes d. ile yasak aşk macerası yaşar. petro'nun kendisini aşırı ısrarla olmasa da sürekli rusya'ya çağırmasından ama daha çok da bir gün kontes d.'nin kendisine olan ilgisi kaybolursa yaşayacağını düşündüğü çöküntüden korktuğundan, kontes onu terk etmeden st. petersburg'a, petro'nun yanına döner. bu sırada kendisine görev aşkı da gelir ve rusya'yı baştan yaratan bu büyük çar'a elinden geldiğince yardım etmek ister. yeni kurulan st. petersburg'ta ruslar'a hala yabancı olan kadınlı erkekli balolar, danslar, yemekler bu arada betimlenir. en son bizzat petro 16-17 yaşındaki güzel natalya gavrilovna'yı babası gavrila afanasyeviç'ten ibrahim ile evlenmesi için ister. yalnız "tabii" natalya "arap"a varmak istemez. natalya'nın babası, halası ve dedesi de kızlarını bu afrikalı'nın almasını istemezler ama istek çar'dan olunca yapacak bir şey yoktur. bunun üzerine natalya yataklara düşer ve "valerian" diye sayıklar.... ve ne yazık ki bu civarlarda da hikaye biter.

    19. yy rus edebiyatında çokça gördüğümüz batılılaşma-geleneklerimizi kaybetmeme üzerine yapılan diyaloglar bu hikayede de var.

    puşkin'in dedesinin babası afrikalı abram'ın da vaftiz babası petro idi. petro onu da fransa'ya eğitim alması için yollamıştı. yalnız paris'te değil de metz'te bulunmuştu abram. sonra abram da kadının rızası olmadan sonraları büyük skandalla bitecek bir şekilde evdokia dioper adlı bir kadınla evlenmişti.

    hikaye bitirilmediği için iyi mi kötü mü diye çok bir yorum yapamayacağım. dostoevskiler'den, tolstoylar'dan, goncharovlar'dan vb. sonra öyle de müthiş bir hikaye diyemem kağıda geçirilmiş olan kısmına ama tüm bu yazarlarca hep övülen puşkin'in, aslında kendisi en çok şair olarak sivrilse de kendisinden sonra gelen rus edebiyatına yol veren eserlerinden olan bu yarım bırakılmış hikayeye karşı pozitif önyargısız da yaklaşamıyorum.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap