• sıradan bir ameliyathane gününe hocamızın en sevdiği şarkılar ile başlamıştık.

    https://www.youtube.com/watch?v=ohetwa5ifa0

    nereden bilebilirdik o ilahi işaretin o gün karşımıza çıkacağını.

    hastamız her iki tiroid lobunda 1 cm'lik nodülleri olan ve ince iğne biyopsisi tekrarı da önemi belirsiz atipi olarak gelmesi üzerine tiroidektomiye aldığımız, 42 yaşında önemli bir şirketin ceo'suydu.

    hocamız her zaman ki gibi hastamız uyuyana kadar daha doğru ifade ile anestezik ilaçlar etkisini gösterene kadar hastanın görüş açısında kalarak şakalar yapıyor ve hastasını sakinleştirmeye çalışıyordu. işte bu nokta hastanın değerini anlamamız için en önemli kısımdı. bu gözler ve kulaklar; ne elleri sevilen yaşlı teyzeler, ne korkma canım ben yanımdayımlar duymuştu.

    hocamızın arkasında yıkanmış ve hemşiremiz tarafından giydirilmiş halde ellerimiz göğsümüzde birleşmiş halde huşu içinde beklerken bu anın hiç bir saniyesini kaçırmamaya çalışıyorduk. kolay mı? cerrahi eğitiminin belki de yazılı olmayan belki de davranışçı en önemli kısmına bir kez daha tanık oluyorduk. hangi cerrahi texbook'u bu yaşamsal pratiği anlatır veya tariflerdi. hangi bilimsel sunum şu tanık olduğumuz ekonomik ilişki içinde almamız gereken role dair bu denli canlı bir eğitim verebilirdi ki? asistanımızın gözleri gene yaşarmıştı. kendini yıllar sonra hocamızın yerinde gördüğünden emindim ama o işle öyle kolay değildi. o sefilden önce sırada ben vardım öncelikle. elbette o sefile, ameliyathane içindeki mistik ortamı bozmamak için kısık sesle bir azar çektim.

    o an kafanızda bizi canlandırmakta zorlandı iseniz. şu canlansın kafanızda.

    https://upload.wikimedia.org/…nsz._van_rijn_007.jpg

    veya bu

    http://www.cerebromente.org.br/…istoria/hinkley.gif

    hastamızın değeri o an anlaşılır dedim ya. hastamızın anestezi etkisi ile kendinden geçtiği an hocamız genellikle arkasını dönüp ortadan kaybolurdu. ameliyathane önündeki hasta yakınlarına yakalanmadan rahatça kahvesini yudumlayabileceği ve piyasa haberlerini takip edebileceği mekanına çekilirken geride bir gün yerini almak hırsı ile donanmış ve ona hayran bizleri hastası ile başbaşa bırakırdı.

    ama bu sefer tahmin edeceğiniz üzere hocamız kaldı ve hastayı bizzat ameliyat etti.

    lafı uzatmak istemiyorum.

    kocher kesisi, fleplerin hazırlanması ve strep kasların ayrılması derken tiroid lojuna ulaşan hocamız geçirilmiş tiroidite bağlı yapışıklıkları dikkatlice künt ve keskin diseksiyonlar ile ayırıyordu. tiroid medial venini bağlamaya uğraşmadan ligasure ile kesip geçen hocamız bezin lateral yapışıklıklarını fındık tamponlar ve keskin diseksiyon ile ayırırken carotis'i rahatça gözlemlememizi sağlamıştı.

    üst pole geçerken asistanımıza her zaman ki hayat dersleri vermeye başlamıştı. bıçak paracı hekim toplamının; hastayı yatağında xxxxxxx (öpeceksin diyelim) mottosunu asistanımıza anlatıyordu. kolay mı taburcu olan hastadan bıçak parası alınamıyordu.

    üst polü mobilize ederken superior tiroid arter ve ven hocamızın deneyimli parmakları arasında ince vicrly sütürler ile ligate edilip enerji cihazları ile ayrılırken içimizde superior laryngeal sinirin eksternal dalını emperyalizmin kendisini desteklediğini bilen cihatçı çete huzurunda korunduğunu biliyorduk.

    lore üçgeninden itibaren sinir diseksiyonuna başlayan deneyimli bir endokrin cerrah olan hocamız elbette sinir monitorizasyonunu da kullanmayı ihmal etmiyordu. bizler ise o an hocamızın elinde tuttuğu nakit dövizleri ile kriz çıksa beklentilerini dinliyorduk. hocamız güvenli limanları seviyordu ve hep dolara yatırım yapıyordu. kriz ile ekonomik durumu kötüleşen ve elindeki gayrımenkülleri çıkarmak zorunda kalan sefillerin konutlarını düşük rakamlara toplamak gibi fantezisi vardı.

    berry ligamanı ve zuckerkandl tuberkülü diseksiyonu sırasında inferior laryngeal sinir bizlere emperyalizme güven duyan ve umut bağlayan ortadoğu halkları gibi huzur dolu bakıyordu.

    hayır hayır trajik bir öykü yok. sinir güvenle korunduktan sonra trakea üstüne kadar kısmi olarak tiroid lobunu koter ile diseke ettik.

    lafı uzatmayalım, benzer işlemleri karşı loba da uygulayan hocamız başkanlık sisteminin ülkemize faydalarından bahsederken cerrahi hiyerarşiye alışık bizler bu sistemin elbette faydalı olacağına inanıyorduk.

    piramidal lobu diseke etmeden önce hocamız sinirleri tekrar monitörize etti ve koruduğumuz paratiroid bezlerini asistanımıza gösterdi. ortadoğu da sıradan bir yaşam gibiydi, kan içinde emperyalist probların altında kanlanmaya çalışan paratiroid bezleri.

    piramidal lobu en blok çıkaran hocamız spesmeni hemşiremize uzattı. her zaman ki gibi tiroid spesmenin sağ lobuna işaret ipeği koymak için sütür atmaya hazırlanan hemşiremiz çığlık attı.

    eline iğne mi battı diye şaşkınlıkla baktığımız anda elbette hocamız huzuru ve hiyerarşisi bozulduğu için azara da hazırlanıyordu. hemşiremizin komünist yazıyor burada diye fısıldaması ile aynı anda yazıya tanık olduk. evet komünist yazısı bir ceo'nun tiroid spesmeni içinde yıllardır kendini saklamıştı.

    o nasıl uhrevi bir andı. o nasıl bir gönül coşkusu idi.

    göz yaşları arasında hemostaz ve valsalva ile kontrol derken, nasıl dren yerleştirdik veya nasıl sütüre ettik hatırlamıyorum bile.

    hastamız postoperatif birinci gününde taburcu olurken bir hafta sonra gelen multifokal mikropapiller karsinom patolojik tanısı ile endokrin ve nükleer tıp takibine girdi.

    bu konudan kimseye bahsedemedik. ne diyebilirdik ki türkiye'nin en ünlü ceo'larından birinin tiroidinin içinde komünist yazıyor desek kim bize inanırdı.

    yaşamlarımız o gün o ilahi işaretle değişti.

    o zenginlere ve parası olanlara hizmet eden hastaneden ayrıldık. şimdi bir eğitim ve araştırma hastanesinde ekip olarak çalışıyoruz. hocamız muayenehanesini kapattı. asistanımız ile ameliyat yaparken artık sömürüyü, artı değeri ve sosyalist kalkınma modelini tartışıyoruz, hocamız cerahi terbiye içinde bizi uyarmak ve öğretmek amacı ile kızıyor artık. ameliyat sırasında üst polü diseke ederken en son bize guernica'yı ve hikayesini anlattı. polü işaretlerken artık hemşiremiz sol loba ipek sütür atıyor.

    evet hayatınız bundan ibaret mi değişti veya kafamızı niye ütüledin diyenlere geçenlerde örgütlü olmaya adım attık.

    partirozetlerimiztakılırkenhocamızasistanımızveben

    seni göremedik diyenlere arkada kalmışım. rozet alanlar arasında şu ortadaki de benim.

    http://wowozine.com/…ploads/2011/07/joan-miro-2.jpg
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap