24 entry daha
  • az önce son satırlarını da okudum, koydum rafa.

    az sayıda kitabı olsa da son dönem yerli yazarlar arasında okumaktan en keyif aldığım yazar murat uyurkulak'tır, o yüzden heyç tarafsız değerlendiremeyeceğim. zaten hayatım boyunca çıksın diye beklediğim tek kitap da merhume'dir herhalde.

    tol ve har'ı okuyalı rahat 6-7 yıl oluyor, o yüzden merhume'yle diğer kitapları karşılaştıramayacağım ama merhume'de bazı bölümlerin fazla ve gereksiz olduğunu, sonunun da hızlı geldiğini hissettim. bu hissi tol - har'da yaşamamıştım. malum, kitap bayağı gecikti, belki onunla ilgili bir durumdur. zaten kitaptaki bir hikaye bazuka'dan, bir tanesi de murathan mungan'ın bir dersim hikayesi seçkisinden sanırım. belki daha önce başka yerlerde çıkmış hikayeler de vardır, bilemiyorum.

    onun dışında dil olarak bildiğimiz murat uyurkulak romanı. sözcük kullanımları çok sevdiğim ihsan oktay anar'ı, karakter isimleri pek haz etmediğim murat menteş'i, kitabın bazı bölümleri gayet haz ettiğim kara kitap'ı hatırlattı okurken. uyurkulak kitaplarında politik şiddetin insanı resmen mıhladığı yerler vardır, bu kitapta da eksik değil bu bölümler.

    erkek yazarlar kadın karakter yaratmada pek iyi değildir. o yüzden filmlerimizde, dizilerimizde, edebiyatımızda pek sağlam kadın karakter yoktur. merhume'de hafif hileyle "erkek gibi kadın" bir karakter yaratılmış, fena olmamış. zaten kitabın sonlarında da çaktırmadan öz eleştirisini veriyor bu konuda.

    velhasılıkelam, mutlaka okunması gereken çok iyi bir kitap. yıllardır murat uyurkulak'ın diğer kitaplarının misyonerliğini yapıyorum, bunu da gönül rahatlığıyla araya katıcam.

    ekleme: kitabın kapağına gıcık kapmayan bi ben varım galiba yav. eski hatuna hediye olarak gönderdim, bu nası kapak, filli boya mı sponsor olmuş kitaba diye mesaj atmış :(
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap