126 entry daha
  • psikolojik deneylerle varligi defalarca kanitlanan bir olgudur. cogu insan kendi yetistigi ve cocuklugunu gecirdigi donemi (eger o donem travmatik anilarla dolu degilse) en guzel donem olarak gormektedir. ornegin 2000'lerin basinda 80'leri yillarin ovulmesi modayken gunumuzde cocuklugu 90'li yillarda gecenler yetiskinlige eristigi icin bu yillarin ovulmesi moda oldu. mesela gunumuzde 90'larda buyuyen nesil herseyin (ornegin: muzigin, filmin, dizilerin, oyuncaklarin) en iyisinin o donemde oldugunu iddia ederken aynisini 10 yil once de 1980'lerde buyuyen nesil yapiyordu. hatta 1990'larda da surekli 70'li yillar ovuluyordu (2030'larda da bugunler ovulecek). bu entry'de bu konuda yapilan bazi arastirma ve psikolojik deneyleri ve bunun arkasinda yattigi dusunulen bazi teorileri ozetleyecegim efendim.

    bu konuda en ilginc deneylerden biri pensilvanya'daki carnegie mellon universitesinden carey morewedge'den geldi. 1940 ile 1992 arasinda dogan deneklerden 2010 yilinda piyasaya cikan filmlere 9 uzerinden puan vermeleri istendi. bundan sonra ayni deneklere liseden mezun olduklari sene piyasaya cikan filmlere yine 9 uzerinden puan vermeleri istendi (ornegin deneklerden biri 1978 yilinda liseden mezun olduysa 2010 yilinin filmleriyle 1978 yilinin filmlerine oy vermis oldu). ortalamaya vurdugumuzda denekler 2010 yilinda piyasaya cikan filmlere ortalama 5 puan verirken kendi liseyi bitirdikleri yil piyasaya cikan filme 6 puan verdiler. bu aradaki fark cok buyuk gibi gozukmeyebilir ama deneklerin buyuk cogunlugunun kendileri liseden hangi yilda mezun olursa olsun o seneki filmlerin deneyin yapildigi yildaki filmlerden daha iyi oldugunu dusunmesi dusundurucu, zira bazi denekler 30-40 yil once liseden mezun olurken bazilari henuz 4-5 sene once mezun olmustu. ayni deneyin benzeri tv programlari ve diziler icin de yapildi ve benzer sonuclar elde edildi.

    1996 yilinda morris holbrook ve robert schindler sirketlerin urunlerinin pazar tanitimini ve reklamini yaparken izleyicilerin yasini dikkate almasi gerektigini cunku her nesilin kendi buyudugu donemin sartlarina gore zevkler edindigini ortaya atti. bu iki akademisyenin yaptigi arastirmalara gore insanlarin muzik, film, tuketim urunu, tv programi gibi konulardaki zevkleriyle buyudukleri donemde populer olan populer kultur arasinda cok guclu bir korelasyon vardi. buna gore 1990'larda buyuyen biri o donemki muzigi, 1980'lerde buyuyen biri de o donemki muzigi "gelmis gecmis en iyi muzik" olarak gorecekti.

    cocuk gelisiminde belli donemlerde ("kritik periyot" veya "kritik donem" denen olgu) maruz kalinan seylere omur boyunca baglilik duyulabilecegi daha once bir cok arastirmada gosterilmisti. ustelik bunun benzeri sadece insanlarda degil hayvanlarda (ornegin kugular basta olmak uzere kus cesitlerinde) da mevcut. mesela yukarda ismini zikrettigim morris holbrook ve robert schindler tarafindan 1993 yilinda yapilan bir arastirmada cesitli jenerasyonlardan bir cok amerikaliya dunya'da gelmis gecmis en guzel mankenin kim oldugu soruldu. arastirmanin sonucunda arastirmaya katilanlarin ezici bir cogunlugu kendi ergenlik doneminde hangi manken populerse onu sececekti. ertesi sene yine ayni arastirmacilar tarafindan yapilan bir deneyde cesitli jenerasyonlari temsil eden deneklere gelmis gecmis en iyi aktorler ve aktristler soruldu ve deneklerin ezici cogunlugu kendi gencligi donemindeki aktorlere en yuksek puani verdi.

    yine bir baska deneyde denekler kendi genclikleri doneminde piyasaya cikan arabalarin en iyi arabalar oldugunu, o donemden sonra piyasaya cikan arabalarin her yonden dusus gosterdigini savunacaklardi. deneklerin onemli bir kismi ilk arabasini hatirlamisti ve hem dizayn, hem estetik hem de performans olarak bir daha oyle bir araba gormedigini soylemisti. buna ek olarak 1993 yilinda yapilan ilginc bir deneyde cesitli nesillerden insanlarin bir supermarkette arka planda kendi ergenlik donemine ait bir muzik caldiginda daha cok para harcadiklari ortaya cikti.

    holbrook ve schindler bunun sebebini ortaya cikartmak istiyordu. onceki yillarda yapilan arastirmalara bakildiginda her ne kadar deneklerin cogu az cok nostalji etkisi gosterdiyse de bazi insanlarda nostaljinin etkisinin digerlerine gore daha guclu oldugu ortaya cikmisti. daha sonra yapilan diger arastirmalarda da bazi insanlarin gecmis odakli, bazilarinin simdiki zaman odakli, bazilarinin da gelecek odakli oldugu ortaya cikacakti. buna gore gecmis odakli insanlar surekli gecmisi dusunuyor, gecmisi ozluyor, karsilarina cikan herseyi gecmisteki versiyonlariyla karsilastiriyordu. ornegin bu kisilerden biri 1990'larda buyuduyse ve bunlardan birine bugun populer olup 1990'larda piyasaya olmayan bir sekerleme verilirse bunu 1990'larda yedigi sekerlemeyle karsilastirip buyuk ihtimalle begenmeyecektir. bu gruptaki insanlarin mottosu "1990'lar en guzel yillardi, bir daha asla oyle guzel bir donem gelmeyecek" seklindedir.

    simdiki zaman odakli insanlar gecmis veya gelecekle pek ilgilenmeyen, su anda populer olan seylere odaklanan insanlardir. bu insanlar da arada sirada nostaljinin etkisine girebilse de ilk gruptakilerin aksine bu etki gecici olacaktir ve bu gruptakiler kolayca bunun etkisinden cikabilecektir. ornegin 1990'larda dogan insanlardan bu gruba ait olan biri "evet 1990'lar guzeldi ama bugunler de guzel" seklinde dusunecektir.

    ucuncu grubumuz da gelecek odakli olan bir grup. bu gruptakiler zaman zaman nostalji duyabilir ama gelecegin daha iyi olacagi umudunu her zaman iclerinde tutarlar. bu gruba ait olanlar surekli "ilerde cok rahat edecegim" diyerek agir calismayi kabul ederler. bunlar icin mutluluk cogu zaman henuz gelmemis olan ama gelmek uzere olandir. bunlarin mottosu da "su okul/is bitsin hayatim super olacak" seklindedir.

    ilk gruptaki insanlar belki de gelecege yoneli umutlarini kaybettikleri icin gecmiste takilip kalmistir. ucuncu gruptakiler de gecmiste mutluluk yasamadiklari icin bunun gelecekte bir gun gelecegine ikna olmustur. belki de en saglikliklar ikinci gruptakilerdir. tabi ki bunlar sadece spekulasyon ve tahminden ibaret.

    duyulan nostaljide kisiligin etkisinin oldugu yadsinamaz bir gercek ama bu herkesin en azindan zaman zaman nostaljik duygular duydugu gercegini degistirmiyor. bununla ilgili ortada cesitli teoriler mevcut. ornegin bir teoriye gore insanlar cocukluklarini ozluyorlar cunku cogu insan cocukken ailesi tarafindan korunup kollandigi icin dunya'nin "daha guzel" bir versiyonunu goruyor. mesela cocuklar vahset iceren filmlerden uzak tutuluyorlar ve evde kucuk bir cocuk varsa televizyonda korkunc bir haber varsa kanal degistiriliyor. bu durumda bircok insan cocukken dunya'nin sadece iyi yuzunu goruyor ve cocuklugundaki dunya'yi boyle hatirliyor.

    bir baska teoriye gore insanlar gecmisi degil gecmisteki bazi insanlari ozluyorlar. bir arastirmaya gore insanlar bir filmi yanlarinda sevdikleri biri varken izleyince o filme daha yuksek puan veriyorlar. bu durumda insanlarin yanlarinda sevdikleri biri varken yasadiklari anilar da oldugundan daha iyi olarak hatirlanabiliyor olabilir. ozellikle gecmiste sevdikleri kisiler hayatini kaybedenlerin bu sekilde hissetmesi gayet normal.

    bununla beraber bunun evrimsel sebepleri de mevcut. insanlar eskiden dogayla ic ice yasarken toplumun bir arada tutulabilmesi ve dusman topluluklarla araya set cekilebilmesi icin beraber buyunen kisilere sempati duyulmasi gerekirdi. bu durumda bir koyde 10 genc ayni donemde dogup buyuduyse bunlarin birbirine duygusal olarak baglanip guvenebilmesi icin belli basli eski anilarin bunlari bir uhu gibi birlestirmesi gerekmektedir. gunumuzde bile "hatirliyormusun merve, 90'larda x vardi y vardi" diyerek "ekmek yiyenlerin" varligini dusununce bunun oynadigi evrimsel rolu gormek zor degil.

    bu sadece zamanla degil cografyayla alakali bile olabilir. mesela cocuklugu bir ulkede gecip yetiskin yastayken yurtdisina tasinan bir cok insanin "dunya'da memleketim gibisi yok" seklinde dusundugu biliniyor. bu durumda insanlar sadece gecmiste yasadiklari zamanlara veya gecmisteki arkadaslarina degil ayni zamanda gecmiste yasadiklari topraklara da belli bir baglilik ve ozlem duymaya basliyorlar. mesela %70'i col olan bir ulkeden california'ya tasinan eski bir arkadasim "buralar hic guzel degil, ben evimi ozledim" diyordu ve kendisine bunun sebebini sordugumda cocukluk anilarini anlatiyordu. nasil 1980'lerde buyuyen biri "en guzel yillar 1980'lerdi" diyorsa x ulkesinde dogup buyuyen biri de "en guzel ulke x" diyebilir. bu yuzden 1980'lerde yozgat'ta dogup buyuyup sonra da norvec'e giden birinin 1980'leri ozlemesi ne kadar normalse yozgat'i ozlemesi de (psikolojik olarak) o kadar normaldir ve cok buyuk ihtimalle ikisinin altinda yatan psikolojik etmenler de aynidir.

    bu konuda ortaya atilan bir baska teori de su sekilde: insan beyni psikolojik sagligini koruyabilmek icin kotu ve travmatik hatirlari unutmaya yonelimlidir. buna gore zaman gectikce eski zamanlara ait sadece iyi anilar hatirlanacaktir ve kotu anilar unutuldugu icin eski gunler oldugundan daha guzel bir sekilde hatirlanacaktir. bununla beraber freud'un savunma mekanizmalarindan biri regresyondur, bu da "icinden cikilmasi zor bir durumla karsilasan ve ne yapacagini bilemeyen bir insan psikolojik olarak bir onceki gelisim donemine doner ve o zamanki gibi davranmaya baslar" seklinde aciklanir. yani psikolojinin daha ilk gunlerinde bile gecmise ozlem duyma veya gecmise donmeye calisma konusunun geyigi yapilmaktaydi.

    bununla alakali bir baska teoriye gore insanlar kendi benliklerini veya ozsaygilarini kollamak icin kendi buyudukleri donemin en guzel, en ozel, en hayranlik duyulasi donem oldugunu dusunmeleridir. boylece "benim parcasi oldugum nesil en iyi muzigi dinleyerek, en guzel filmleri izleyerek, en iyi programlari izleyerek buyudu, simdiki nesil benim neslimle karsilastirinca bombos" gibi bir ifade olusabiliyor. kendi cocuklugunun gectigi donemi ovenlerin onemli bir kisminin paragrafin sonuna bir yere cogu zaman "simdi tabi oyle bir ortam yok" veya "simdiki nesil hic oyle degil" benzeri ifadeler yerlestirmesi de bununla alakali olabilir. eger bir insan kendi geldigi donemin ozel bir donem oldugunu dusunurse o kisi kendi neslinin ozel bir nesil ve dolayli yoldan kendisinin ozel bir insan olduguna da ikna olabilir. ornegin benzer nostaljileri yasayan insanlarin arasinda psikolojik bir bag olusumunu gosteren bazi arastirmalar mevcut.

    buna ek olarak 2006'da ingiltere'deki southhampton universitesinde yapilan bir arastirmada nostalji hissini guclu yasayan insanlarin daha yuksek ozguvene sahip oldugu ve cevreleriyle olan sosyal baglarinin daha guclu oldugu ortaya cikmisti. bu arada insanlar daha once yasamamis olduklari donemlere dair nostalji de duyabiliyorlar. ornegin tarihi donemlere duyulan nostalji bu sekilde. genelde bu nostaljiye sahip olan insanlar ya gecmis yasamlarinda eski caglarda yasayip reenkarnasyon gecirdiklerini ya da yanlislikla yanlis donemde dogduklarini dusunebilirler. bu konuda bazi teoriler mevcut ama bu baska bir entry'nin konusu.

    aslinda burada anlattiklarima bakip "demek ki nostalji kotu bir seydir" veya "nostalji psikolojik olarak saglikli degil" gibi anlamlar cikartmak yanlis olur. 2014 yilinda rutgers universitesinde yapilan bir arastirmaya gore gecmis zamandaki mutlu anilarini dusunen insanlarin beyninde yasanan aktivite "hic beklemedigi anda kendisine para verilen" birinin beyin aktiviteleriyle ayni. bir baska arastirmaya gore gecmisi surekli dusunup yadeden insanlar diger insanlara oranla eger gecmisteki kendileriyle bugunku kendileri arasinda bir baglanti kurabiliyorlarsa daha mutlu oluyorlarmis, aksi taktirde daha mutsuz oluyorlarmis. buna gore umutsuz dusulen anlarda gecmisi ve gecmisteki mutlu gunleri dusunmek insana umut verebilir ama eger kisi gecmisteki kendisiyle simdiki kendisi arasinda bir alaka goremiyorsa onun zaten bitmekte olan umudunu daha da azaltacaktir.

    aslinda nostalji konusunda psikolojik arastirmalar ilk basladiginda bunun bir depresyon turu veya ruhsal bir rahatsizlik oldugu dusunulmus. zaten nostaljinin ilk etkileri birinci ve ikinci dunya savaslarinda memleketlerinden uzaktaki cephelerde savasan askerlerde gozlemlenmis. hatta o donemki teorilerden biri "memleketinden farkli rakimlarda cepheye yollanan insanlar rakim farkindan dolayi kan basincinda dusus veya yukselis yasiyor ve nostalji hisi bundan dolayi olusuyor olabilir" gibi teoriler ortaya atmislar. daha sonra hemen hemen her insanin nostaljik duygular yasadigi, bazilarinin bunu bazi insanlarin daha yogun bazilarinin daha dusuk yogunlukta yasadigi ortaya cikmis. boylece nostalji bir insanin hayatini kotu bir sekilde etkilemedigi surece sorun yok. ornegin eger birisi "90'lar muthisti bir daha oyle bir donem gelmeyecek, bu yuzden cabalamaya gerek yok" deyip hayati tamamen koyvermisse onun yardima ihtiyaci olabilir ama bu sekilde dusunenler oldukca azinliktadir.

    aslinda cok enteresan bir sey var. her donem yazilan romanlarda ve kitaplarda hep yeni nesilden sikayet edilir ve 15-20 yil onceki nesilin cok daha iyi oldugu soylenir. 15-20 yil onceki bir tarihe gidip o tarihte yazilan bir kitaba baktiginizda da ayni ifadeleri goreceksiniz. her nesil kendi neslinin en iyi oldugunu, kendi buyudugu donemin en altin cag oldugunu, o donemden sonra gelenlerin bos beles oldugunu dusunur durur ve bu uzun yillar boyunca boyle devam edecek gibi. psikolojideki her konuda oldugu gibi bu konudaki sirlar da tamamen cozulebilmis degil. psikoloji en hizli evrim geciren ve degisen alanlardan biri. bu yuzden ilerleyen yillarda yapilacak olan arastirmalardan sonra bu konuda daha iyi bilgi sahibi olacagimiz kesin.
184 entry daha
hesabın var mı? giriş yap