4 entry daha
  • yatılı okulun o soğuk ve nem kokulu odasında söylerdik bu şarkıyı. 10 kişilik koğuşun 5 delisiydik biz. dal işi satın alınan kısa lm'yi öyle bir çekerdik ki sineye, sonra hiçbirimiz toparlayamadık götü.

    ilçe merkezinde doldurttuğumuz kasetin ortalarında bir yerde çalardı bu şarkı. kasetin ilk başlarında ahmet kaya bağırırdı, saçlarına yıldız düşmüş koparma anne diye, önce bununla memlekette bırakılıp o lanet ilçeye lise okumaya gönderilen biz yatılı okul çocuklarının anneleri yad edilirdi, ağlardık mal gibi. kimi babasından ayrılan annesine, kimi hiç göremediğine, kimi de babasından sürekli dert çeken annelerine ağlardı ben gibi. o bir dal lm bitmezdi bir türlü, ahmet kaya'nın peşinden cengiz abi gelirdi ve bi başları * ile, bütün koğuş yine darmaduman. koğuş bu sefer orta okuldaki sümüklü sevgililerine haykırırdı, peşinden * gelirdi, sonra * ve en sonunda bu şarkı, tabi ilk şarkıda biten sigara kesmediğinden kalan şarkılar ayının ceketten aşırılan * ile şenlendirilirdi, uyku bastırır yat zili çalardı. sonra herkes buz gibi yatağında cenin pozisyonuna girer uyumayı denerdı. bazılarımız ise yastığın altından bisküvi yemeye çalışır ama beceremezdi, bisküvi paketi haşır huşur etti mi uyanırdı herkes, açılırdı koğuşun ışığı allah ne verdiyse girilirdi bisküvi paketine, ben güya kurnazdım, beremin içine koyardım bisküvi paketini.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap