13 entry daha
  • yürüdüğüm en güzel 20 kilometrelik yola sahip, sonunda morskie oko gölünü barındıran dağ kasabası. gölünü özlediğim şehir. 1 liraya denk gelen fiyatıyla tatra birasına adını veren karpatlar uzantısı tatra dağı'nın manzarası zihnimde öylece kalakalmış. dostoyevski romanının içinden çıkmışcasına köhne, bir o kadar da samimi, mutedil huzurlu tren yolculukları. komünizm ve sosyalizmin izlerini taşıyan o kompartımanlar, eskimiş ama bakımlı kompartıman koltuklarında oturan geneli orta direk, kompartımanın kapısı açılır açılmaz nefeslerinden süzülen burnunuzun direklerine vuran vodka kokulu, yanakları al al polaklar.

    öğrenci olduğumuzdan azıcık paramız vardı, binemedik o at arabalarına, faytonlara gölün yanı başına yukarı kadar çıkan. 20 kilometre tırmandık yürüdük. sonra gölün etrafında müthiş bir gezinti. o kadar yorgunluğa rağmen 20 kilometre de indik. bulduğumuz taşlardan top oynaya oynaya. yol üzerindeki dağ kulübelerinde dinlene dinlene, fotoğraflar çeke çeke. yolların ortasında yata yata yıldızları saya saya. şelalelerden geçerek, köprüleri aşarak.

    çam ormanlarıyla kaplı yollar, keskin mis gibi hava. çantanda ise hayallerin, tatra biraların, birkaç öğrenci sandviçi, güneş gözlüğün, kovboy şapkan.
    ve sevdiğin dostun yanında. o dağ yolundan inen çıkan herkesin bilhassa faytonlarda oturanların, "doğu avrupa insanı soğuktur." yaftasını parçalayacak derecede sıcacık el sallayışları.

    ha gücünüz varsa 70-80 dereceli eğimi tırmanıp czarny staw gölünün şahane manzarasına da erişebilirsiniz.

    en sevdiğinizi alın yanınıza. polonya'ya uğramışsanız glowny isimli tren garlarından birine gidin, binin bi trene. yollar sizin. raylar sizin. geceler size. uçasınız gelir. kafanızı çıkartın pencereden. geyiklere bakın. rayların sesini dinleyin. vodka kokusunu çekin içinize. eğer trende yer bulamazsanız sırt çantanızı kendinize yastık edin, uyuyun, sıkı sıkı sarıla sarıla çantanıza sanki o çantada dğerli bi yarrak var da çalınmasın diye, sıkıca. yaşayın lan bunu. ahşap evlerde kalın. başka kültürden insanlara sorular sorun. onlara şarap ısmarlayın. ufak bir defteriniz olsun. yazın ona. o an içinizden geçenleri. kompartımanda başkaları varsa verin defteri onlara onlar da içinden geçen birkaç cümleyi döksünler kağıtlara. bundan güzel hatıra olabilir mi?

    kompartımandan kompartımana geçin. en sondakinden en başına kadar daracık koridorlarda yürüyün. ufacık polak çocuklar varsa onlara türkçe küfürler ettirip gülün. "yarraaamı ye fener!" dedirtin, evet artık türk tipi turistsiniz.

    (bkz: auschwitz/#21848956)
    (bkz: krakow/#21566832)
    (bkz: zapiekanka/#21566878)
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap