3 entry daha
  • aslında şöyle bir durum var. eskiden günümüzdeki gibi bilgiye ulaşmak o kadar kolay olmadığından iskenderiye gibi, bağdat gibi ya da şam gibi kentler aynı zamanda bilim başkentleri olup dünyanın çeşitli yerlerinden dönemin önemli aydınları, bilim insanları bilgiye erişmek için belki aylarca yolculuk yapıp bu kentlerde bir müddet araştırmalar yapıyorlardı. sonra yaşadıkları yerlere dönüp üniversitelerde, medreselerde bu bilgilerin yayılması sağlanıyordu. yani bilgi edinmek çok zahmetli bir işti.

    romalılar tarafından yakılan iskenderiye kütüphanesi dışında tarihte sırasıyla 15. yy'da ve 16. yy'da endülüs emevi kütüphanesi ve maya ve inka el yazmaları ispanyollar tarafından, 1945'te berlin kütüphanesi ruslar tarafından, 1200lerdeki haçlı seferlerinde istanbul kütüphanesi katolig avrupalılar tarafından ve bence en önemlisi 1260'ta bağdat kütüphanesi moğol imparatoru cengiz han tarafından yakılmış, rivayete göre dicle nehrinden haftalarca kül ve mürekkep akmıştır.

    kütüphane yakma hastalığının özellikle islam medeniyetine çok ama çok büyük zararlar verdiği görülebilir. özellikle 13. yy'da bilhassa arap ülkeleri bilimde ciddi bir atılım içerisindeyken haçlı seferleri ve bağdat kütüphanesinin yakılmasıyla üstünlüğün yavaş yavaş hristiyan avrupaya geçtiği söylenebilir.
51 entry daha
hesabın var mı? giriş yap