5 entry daha
  • türkçülük 3'e ayrılır;

    1- (bkz: ziya gökalp) tarzı türkçülük

    bu tip türkçülere göre "türküm" demek kayıtsız şartsız yeterlidir. yani aslen kürt veya bulgar asıllı birisi, "türküm" diyebiliyorsa türkçü doktrine uygundur. yani kan yoluyla türklük aranmaz, genleri kontrol edilmez veya kafatası ölçülmez. şahıs fikriyat doğrultusunda türk olduğunu kabul ediyor, ve bu doğrultuda hareket ediyorsa türktür. bu tarz türkçülükte dini inanç aranmaz. yani türk, müslüman da olabilir, tengrici de olabilir, veya hristiyanda olabilir. tamamen sekülerdir.

    2- (bkz: hüseyin nihal atsız) tarzı türkçülük

    bu türkçülere göre "türküm" diyebilen herkes kabul edilebilir değildir. yani arap asıllı birisi "türküm" diyebiliyorsa bu kabul edilemez ve bu şahıs kardeş statüsüne girmez. yani doğuştan, kan yoluyla türk olmayan herkes potansiyel düşmandır. genleri kontrol edilebilir, kafatası ölçülebilir, bu doğrultuda her yol mübahtır. bu tarz türkçülükte dini inanç aranmasa da müslüman bir türk'e "araplaşmış" gözüyle bakılabilir. bu doktrine göre en doğru yol türklerin ilk tanrısı olan göktanrıya tapmaktır. veya deist olmaktır, aksisi kabul edilebilir ama en doğru yol budur.

    3- (bkz: alparslan türkeş) tarzı türkçülük (ülkücülük)

    ülkücülerin bir kısmına göre türk, müslüman olmak zorundadır. yani müslüman olmayan türk kabul edilebilir değildir. bu tarz ülkücüler, "ümmetçi" statüsüne girdiği için çoğu kesimlerce türkçü sayılmazlar.
    ülkücülerin diğer kısmına göre ise türk, müslüman olmak zorunda değildir ama müslüman türk bir tık daha öndedir. müslüman olmayan türklerde kabul edilir. ancak her şekilde ülkücü doktrinde müslüman olmak kutsal kabul edildiği için seküler değildir.

    türkçüler ve ülkücüler arasındaki diğer farklara gelirsek;

    ülkücüler 1960 sonrası partileşmiş, sistemleşmiş ve daha örgütlü şekilde hareket etmiştir. başlı başına bir lider statüsünde olan alparslan türkeş, muhsin yazıcıoğlu, abdullah çatlı, yusuf ziya arpacık gibi adamlar ülkücülere liderlik etmiş ve ülke gündeminde önemli şekilde yer edinmiş, sol teröre karşı etkin mücadele vermişler ve 1980 öncesinde yaklaşık 5000 şehit vermişlerdir.
    1980 sonrası tasfiye edilmeye çalışsalarda alparslan türkeş öncülüğünde tekrar faaliyete geçmişlerdir. günümüzde ülkücüler daha kalabalıktır, türkiyenin hemen hemen her ilçesinde ülkü ocağı vardır. belli bir merkeze bağlı oldukları için örgütlü hareket etmek zorundadırlar. aynı zamanda ülkücüler üniversitelerde hala etkindir.

    türkçüler ise son dönemde teşkilatlanmaya gitmiş kısa süre içinde çok fazla teşkilat kurulmuştur. bu teşkilatlar birbirinden bağımsız olduğu gibi, aynı zamanda birbiri aleyhinde çalıştıkları da görülmektedir.(thp-genç atsızlar)
    bunun dışında ülkücülere göre daha amatör çalışırlar, belli bir merkeze bağlı olmadıkları için ülkücüler kadar teşkilatçı değildirler.
134 entry daha
hesabın var mı? giriş yap