1604 entry daha
  • shape karargahında bir gece o vardiyanın iki saatinin oda aramasına ayrılmış olduğunu görmem.

    nato'yu dışardan bakıp sevmeyen çok ama saf organizasyonel olarak bakıldığında efektif tarafları çoktur. mesela kendi iç denetleme mekanizmaları çok güzeldir. gün içinde bir nato ofisinde sabah 8 akşam 5 çalıştığınızda orada burada asılı panolarda evrak güvenliğiyle ilgili yazılar görürsünüz. dikkate almak almamak size kalmış ama almazsanız da bu döner dolaşır ve size bir şekilde de girer. organizasyon bunun takibini bırakmaz. nato-gizli bir evrağa gereken ihtimam gösterilmezse hayatınızın geri kalanına güneş doğmaz derler mesela hollandalılar. oda araması* işte bu tip evrakların açıkta bırakılmasına karşı oluşturulmuş ilk seviye bir güvenlik duvarıdır. askeri polis departmanına bağlı subay astsb ellerinde binadaki her kapıyı açan bir masterkey ile rastgele odalara dalarak ortalarda olmaması gereken şeyler ararlar. bulmayı en çok umut ettikleri de gizli evraklardır. bulana ödül scheme falan verirler o derece önemli bir şeydir.

    gizli evrağın da tasnifini yapayım.

    nato-unclassified : kağıttan uçak yapıp atabileceğiniz yayılmasında sakınca olmayan tasnif dışı evrak.

    nato-restricted : ortaya çıkması "istenmeyen sonuçlar" doğurabilecek evraklardır.

    nato-confidential : ortaya çıkması ulusal güvenlikte sıkıntı yaratacak evraklardır.

    nato-secret : yanlış ellere geçmesi "ciddi zarar" verecek önemde tasnif edilmiş evraklardır.

    nato-top secret : yanlış ellere geçmesi organizasyona çok aşırı büyük bir zarar verecek evraklardır. mesela son bir haftanın güncel deployment chartları. generallerin afganistanı ziyaret saat ve yerleri.

    nato-atomal top secret : kozmik odalarda saklanması ve çıkmaması gereken nükleer füze arm ve disarm kodları gibi şeyler.

    özetle odanızı mesai saati bitiminde kapatıp çıkarken confidential ve üstü bütün evrak kilitli kasaya, atomal bütün evrak kozmik odaya girmek ve kilitlenmek zorundadır. bilgisayarda bu açıkta duruyorsa ve erişilebiliyorsa keza yine kilitlenmemiş muamelesi yapılır.

    bunun dışında açıkta silah, para, kamera ses kayıt cihazı (veya karbon kağıdı, o bile yasak) bulunması da yasak. orada olmaması gereken birinin olması da yasak her şey olabiliyor.

    böyle çocukken çekmeceleri karıştıran aile albümlerini gizliden çıkartıp bakan haylaz bir çocuksanız nato'nun sizi subay olduğunuz için çok mutlu eden böyle oda araması gibi bir görev tanımı da vardır. kendinizi arada labirentin diğer ucuna peyniri bulsun diye bırakılan fare gibi de hissettirse de milletin çekmecesini karıştırmanın ve bunu görev bilinciyle yapmanın, bilinmeyeni açığa çıkarmanın verdiği garip kleptomanik bir hazzı da vardır. (gidip tedavi mi olsam, psikologlar yeşillendirin)

    şansıma da oda araması görevi de 1500 ofisli nato askeri kanat binasının en gizli yerine yazılmış. emir komutayı 2 saatliğine devrederek silahımı telsizimi aldım, arabayla gittim binanın önüne parkettim. soğuk savaş döneminde signals intelligence* merkezi olan adını sanını veremediğim bu binanın önünde berlin duvarının bir parçası da soğuk savaştaki zaferi simgelercesine duruyor. gün boyu içeride dönen haberalma ve askeri espiyonajın (abarttım) hesabı yok. gizli evrağın dünyadaki mabedi burası. ancak bu binada masterkey işlemiyor. anahtar deliği yok ortamda çünkü. kapı anca açık unutulmuşsa arayabiliyoruz.

    bu binayı ben görev süremde 4 kere aradım ve o kadar katı bir şekilde kapalı ofis kuralları uygulanıyor ki her odanın bir şifresi var ve tuvalete gitseniz kendi ofisinize şifre girip öyle geçebiliyorsunuz. şifrenizi kimseye söyleyemeyeceğiniz için sizi mesai saatinde ziyarete kimse gelemiyor. unutursanız da yeni şifre generate ettirmek 2 günü buluyor. bu yüzden birşey bulmak kolay değil orada.

    bu beşinci seferde yine bir şey çıkmayacak diye düşünüyorum. bari kapılar kapalı mı diye hızlı hızlı hepsini açmaya çalışıp uzunca bir koridorda devam ediyorum. elimi üçüncü kapıya attığımda kapı açılıyor ve bunu beklemediğim için ağırlığımla beraber kendimi odaya dalmış buluyorum. ohaa. tam kapanmayan ama yarım açıkken kendini nasılsa şifrelemiş, öylece unutulup çekilmiş bir kapı.

    karanlık bir odadayım ve içeride 18 saat çalışmış bilgisayar fanı ile bozulmuş bir yemek gibi bir koku var. el fenerini yakıp elektrik düğmesini arıyorum, basınca etrafa göz gezdiriyorum, çelik dolaplar, bilgisayarlar, raf raf dosyalar. kapının dışına çıkıp içeride çalışanların isimlerini önden not alıyorum. bir italyan yüzbaşı ve belçikalı çalışma arkadaşı astsb. geri dönüp ortamı incelemeye başlıyorum.

    neler neler çıkıyor... cep telefonları, flash diskler, 200'e yakın cd ve dvd. şişelerce viski. dvd oynatma aparatları. düzinelerce nato çok gizli evrak. üstüste yığılmış 10 yıl öncesinin laptopları. çıktıkça çıkıyor. her bulduğum yasak eşyaya kırmızı bir kart bırakmam gerekiyor ve 75lik kart koçanımı o akşam bitirdim. yaza yaza parmaklarımda derman kalmadı. sonra bulduğum herşeyi tasnifleyip listeledim, plastik poşetlere koydum. imzaladım ve adamların telefonundan karargah masasını aradım. iki saat yok olunca eve gidip uyudu sanmışlar. kamyonet/van'ı gönderin dedim. van iki dakikaya sirenleri açık geldi. odada bulduğumuz herşeyi koyup naklettik.

    o gece bitti. o hafta da bitti. sonra ertesi hafta ingiliz hava kuvvetleri yarbayından telefon aldım. hemen yukarı gelir misin dedi, geliyorum emredersiniz diyip ceketi giyip fırladım. ayakta beni bir sorguya çekti neler bulundu nereden bulundu diye. hepsini dedim raporumda yazdığım gibi böyle böyle oldu. iyi dedi gel ilgini çekecek bir şey aldık bugün senin adın yazıyor üstünde.

    beni kendi masasına oturttu ve gelen bir şikayet mailini okutmaya başladı. odasını boşattığım tipler zehir zemberek bir mail çekmişler. 14 departmana da cc'lemişler. mp corps'un odayı kırarak girdiğinden tut içerde alem yaptığına (viski içtiğine) ortamda bazı cdler izleyip orayı lekelemek için cihazlar yerleştirdiği gibi abuk şeyler. adamlar ciddi ciddi, bana iftira atmışlar. güldüm ama aklıma sonradan da bulduğumuz tonlarca cd geldi, komutana dönüp sordum.

    - what did you find in those cd's then sir? (o cdlerden ne çıktı peki komutanım?)
    - here, check it out yourself lieutenant. (al kendin bak tegmenim)

    cdyi takmamla uzun zamandır görmediğim bir isimle karşılaştım.

    avseq1.dat

    90'lardaki çocukluğunu yaşamış herkesin bir şekilde bildiği bu video dosyası tüylerimi ürpertti. çocukluğuma gidip geri döndüm. gayri ihtiyari nerede olduğumu unutup çift tıkladım. starring'de istihbarat dünyasından olmasa da başla bir dünyada çok tanınan isimler geçmeye başladı... cicciolina, rocco, sylvia saint, peter north... kilitlenmiş bakarken aaah uh diye ekrandan gelen sesler. gözleri faltaşı gibi açık üniformayla porno izleyen subaylar. milletin noluyo lan diyip ofiste kafayı kaldırması ama birşey de soramaması.

    herifler kapalı oda sistemini çok yanlış (veya doğru) anlamışlar. kimsenin giremeyeceği bir odanız varsa ne yaparsınız? viski ve porno istifleyip istihbarat yaparsınız. istihbarat nedir dedikleri zaman aklınıza bu gelsin bu andan sonra.

    bu denklemi biraz daha büyütmenizi istiyorum şimdi gözünüzde.

    (bkz: milli istihbarat teşkilatı)
2648 entry daha
hesabın var mı? giriş yap