5 entry daha
  • "bana onun hikayesini anlat oğlum, ağıdını yakacağım" der ağıtçı kadın.

    kendine ait, yalnızca kendisinin anlatabileceği bir konusu olan romanları ve filmleri hep çok sevmişimdir. yamalarla dolu kara elbiseli ağıtçı kadının hikayesi de böyle. kemal varol öyle bir naiflik ve saflıkla bizi onunla tanıştırıyor ki, ağıtçı kadının kısa süren yolculuğundaki tüm şaşkınlıklarına, davranışlarına, tepkilerine ve inadına şaşıramıyoruz.
    roman bir umudu tüketirken, farklı farklı diyarlardan farklı farklı öyküler anlatmaya devam ediyor.
    bunlar da hep aynı konuyu irdeleyen hikayeler: bir acıyı taşımak.
    bir acı, soğur taşlaşır ve dibe çökerse ne olur?

    romanın sonu da ayrı güzel. kadın neden 50 koca yıl sonra bu yolculuğa çıkıyor, anlıyorsun!
    ayrıca, yer değiştiren mezarın hikayesi de enfestir.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap