4 entry daha
  • yer: çanakkale

    niki türk kahvesi içmek ister, çarşının göbeğindeki kahveciye gider, siparişi verir. tam o anda cüzdanındaki son parayı az önce kuaföre verdiğini hatırlar, kalkar, ocağın başındaki abiye gider, "abi kahveyi koymadıysan kalsın, para çekmem lazım, nakit kalmamış üzerimde. çekip geleyim, dönüşte içerim" der. abi gülümser, "iç kahveni kızcağızım, parasını dönüşte verirsin" der. niki "ya dönemezsem, işimi yetiştiremezsem, burada yaşamıyorum ki ben, 1-2 ayda bir geliyorum" dese de abi kahveyi çoktan ateşe koymuştur. "canın sağolsun, bu da bizim ikramımız olur, ne var?" diyerek niki'yi mahçup eder.

    kahvesini afiyetle içen niki çantasını deşerek bulduğu bozukluklarla borçlu kalmadan ayrılır mekandan. kahvenin lezzeti, abinin mütevazılığı, şehrin sıcaklığı... biraz daha fazla sever yaşadığı yeri artık.
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap