21801 entry daha
  • edit: 2.yazı

    şuradan devam: #60688521

    2013/2014 sezonuna başlamadan, fikret orman stad’ın yıkılması için ilk kazmayı vurdu. yıldırım demirören'in yıllardır sürekli ısıtıp ısıtıp önümüze getirdiği "x ayında kazma vuruluyor" sürmanşetlerinden sonra fikret orman'ın da yapabilirliği haliyle sorgulanıyordu. izin alamaz dendi, aldı. yıkamaz dendi yıktı. bu esnada ise araya şöyle bir şey girdi:

    (bkz: 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi)

    gezi olaylarında muhalif çarşıyla ilgili ettiği bir iki kelam sebebiyle kaç kez inşaat durdu, sürekli altından tarihi eser çıktığı pompalandı...vs ama sonunda o fikret orman yönetimi o stadı bitirdi. hem kendi bütçesiyle yaptı, hem eski yerinde. ne kadar eleştirirse eleştirsin, hiç kimse bu konuda fikret orman'ın hakkını yiyemez.

    sezon başlamadan fikret orman, bizleri hem şaşırtan hem de heyecanlandıran ikinci bir gelişmeye daha imza attı ve zeki önder özen’i futbol direktörü olarak göreve getirdi. önder özen göreve geldikten sonra makul ve mantıklı projeleri ile bizi mest etti. ancak uygulamada aynı başarıyı sağlaması mümkün olmayacaktı. önder özen ilk başta hoca arayışına girişti ve prosinecki ile anlaşmaya çalıştı. ancak sonuç alamadı. sonrasında ise lokomotiv moskova’dan slaven bilic’i takımın başına getirdi. slaven bilic, becerikliliği konusunda tartışmalar yaratsa da karakeri ve hedefleri itibariyle beşiktaş’ın yapısına çok uyan bir isimdi. zaten kısa zamanda da taraftarın sevgilisi olmayı başardı.

    beşiktaş bu sezonda, şike soruşturması kaynaklı “tedbir amaçlı” olmak üzere avrupa’dan bir yıl daha men cezası alarak üst üste 2. sezonunda da avrupa kupalarına katılamadı. ancak avrupa cezasını çekebilmek için önce play-off turunda tromsö’yü elemesi gerekiyordu. deplasmanda kaybettiğimiz(2-1) maçın rövanşını olimpiyat stadında alarak(2-0) cezamızı çekmeye hak kazandık.

    sezon başında, geçen seneye nazaran transfere biraz daha fazla para ayırdık(13.95 m €). bu transferlerin bir kısmı sonraki yıllarda şampiyon olacak kadronun önemli aktörleri olurken (atiba, kerim frei, gökhan töre, tolga zengin) bir kısmı da tamamen çöp olacaktı (sezer öztürk, jermaine jones, eneramo, dany >:-/ ). bu esnada fenerbahçe transfere 30,25 m € harcarken, galatasaray 41,84 m € harcayacaktı.

    araya bir şey sıkıştırmak istiyorum. bence son yılların en güzel formaları da bu sezonda yapılmıştır. (bkz: 2013-2014 sezonu beşiktaş futbol formaları)

    sezona gerçekten iyi bir oyunla, 4 maçta 12 puan alarak başladık. uzun yıllardır böyle bir sezona giriş yapılmamış olması, önder özen, bilic ve genç oyunculardan oluşan bu kadro haklı olarak hepimizi heyecanlandırdı. ancak tepeden tırnağa acemiydik. sürekli kazanmayı, şampiyon olmayı veya kupa kaldırmayı unutmuş vaziyetteydik. hatta önder özen’in bu konuda şöyle bir açıklaması var ki bence on ikiden vurmuş:

    -beşiktaş deplasman/ev sahibi ayırmaksızın her maçın favorisidir. ben biraz oyuncuların bunu unutmuş olduğunu gördüm…

    aslında çok unutmak gibi değildi. zaten genç olan kadroda şampiyonluk yaşayan hemen hemen kimsenin olmaması, bu oyuncuların know-how kavramını yenile yenile, kaybede kaybede öğrenmelerine yol açıyordu. ama netice itibariyle o an kırılgan bir takımdık. zaten bunu sonraki haftadaki galatasaray derbisinde de görecektik.

    tarih 23 eylül 2013. atatürk olimpiyat stadı, 76,127 beşiktaşlı taraftara ev sahipliği yaparak lig rekoru kırıyor. hepimiz heyecanlıyız. maç başlıyor ve iyi bir oyunla 1-0 öne geçiyoruz. sonrasında bulduğumuz gol şanslarını ise bonkörce harcıyoruz. derken serdar kurtuluş bireysel bir hata yaparak kontrolündeki topu bruma’ya kaptırıyor ve o da en kaçırmayacak adamlardan birine, yani drogba’ya topu aktarıyor ve maç 1-1 oluyor. akabinde bir bireysel hata daha yapıyoruz (burak’ın topu elle düzeltmesi de hala konuşulur) skor 1-2’ye geliyor. maçın sonlarına doğru birbiriyle doğrudan bağlantılı iki önemli pozisyon oluyor. sabri bizim ceza sahamıza girip(evet sabri) kaleciyle karşı karşıya kaldığında motta kendisine çift dalıyor. bence hem penaltı hem de iki tane kırmızı gerektiren bu pozisyon, fırat aydınus tarafından atlanıyor. maçın son dakikalarında galatasaray ceza sahası önlerinde topla ilerleyen motta’ya, benzer bir çift dalışı melo yapıyor ve kırmızı kart görüyor. çıkarken de tribünlerdeki bir grup malı provoke etmeyi ihmal etmiyor tabi (bu grubun beşiktaş bünyesindeki 1453 kartalları olduğu söylenir). bunun üzerine bütün taraftarlar sahaya iniyor ve maç tatil ediliyor. bu maç bize,

    -4 maç seyircisiz ve 3 maç hocasız oynamaya
    -serdar kurtuluş’u kaybetmeye
    -ve hükmen malubiyete mal oluyor.

    sonraki haftalarda stadsız, seyircisiz ve hocasız kalan genç kadro bocalamaya başlıyor. sonraki 5 maçın hepsinde kötü oynuyor ve o 5 maçtan 5 puanı zor çıkarabiliyoruz. tam toparlanmaya başlarken olaylı bir kasımpaşa maçı yaşıyor(bkz: ryan donk) ve iyi-kötü ilk yarıyı lider fenerbahçe’nin 9 puan gerisinde tamamlıyoruz.

    devre arasında biraz toparlanıyor ve ikinci yarıya yine iyi başlıyoruz. sezon başındaki gibi trabzonspor, kayseri, gaziantep ve bursa maçlarından 3 galibiyet 1 beraberlik alarak giriyoruz. 5.haftada yine galatasaray ile karşılaşıyor, yine mağlup oluyoruz. bu sefer de yine iyi oynamamıza rağmen devre arasında galatasaray’dan alınan dany, son derece gereksiz bir penaltı yaptırarak hem kendi kariyerini, hem beşiktaş’ı, hem de ona kefil olup basın karşısında savunan önder özen’i yakıyor. akabinde kör topal ilerleyerek sezonu üçüncü olarak bitiriyoruz. aslında fenerbahçe avrupa cezası aldığı için ikinciliğin çok değerli olduğu bir sezonda, 31. haftada ikinciliği galatasaray’a kaptırıyor ve sezonu üçüncü bitiriyoruz. bir sene önce ligi üçüncü bitirmiş samet aybaba’yı başarısız olduğu gerekçesi ile göndermiştik. ancak bu sezonki beşiktaş, herkese önümüzdeki seneler için umut verdiğinden dolayı slaven bilic ile devam edilmesi kararı alınıyor.

    2.bilic sezonu--> #60727104

    debe editi:(bkz: minik eymen celep'e yardım ediyoruz kampanyası)
34341 entry daha
hesabın var mı? giriş yap