8 entry daha
  • imam-ı rabbani ahmed el-faruki es-serhendi'nin "mektubat tercemesi" adıyla ya derlemesini, ya da galiba mektubat'ın bir cildini cami önü sergenden almıştım. onlar fiyatı demezler, ilim kitabının fiyatı olmaz, kuramsal olarak fiyatı sonsuzdur; hediyesi derler. anababama hediye verip uzun yıllar onlarda tozlandırdıktan sonra, bir süre disiplinli, sonra serbest olarak önemli bölümünü okudum. bazı alıntılar bir hayli ilginç:

    "muhterem efendim! doğru sözü bildirmek biraz acı olur. çoklarına çok acı gelir. az kimseye de az acı gelir. bu acılığı bal gibi tatlı olarak alacak ve daha var mı diyecek mes'ud bir kimse lazımdır."

    "şübheli* olan şeylerde niyyet edilir. belli olan şeyleri, niyyet ederek, belli etmeğe lüzum yokdur.(...) devamlı ihlas sahiblerine muhlas denir. ihlası devamsız olup, ihlas elde etmek için uğraşanlara muhlis denir."

    "her zemanın hükmleri birbirine benzemez. dün öyle idi. bugün de böyledir. hadis-i şerif'de (mü'min'in kalbi allahü tealanın parmaklarından iki parmak arasındadır. kalbi istediği gibi değişdirir.) buyruldu. vesselam."

    "ağlıyamazsan, kendini ağlat, sözü meşhurdur."

    "(bir yerde olan her yere kavuşur. her yere dağılan, hiçbir yer bulamaz.) sözü meşhurdur."

    "bedeni kalb için korumak lazımdır. yoksa, beden fanidir, kalb ise bakidir. hacıyı hacca götüren deve gibi, beden de kalbin binek hayvanıdır. deve hacıya lazımdır, hacı deveye değil."

    "kuşumdan nasıl haber vereyim sana?
    anka ile birlikte yaşar daima!
    ankanın adını herkes bilir amma,
    kuşumun adını kimse bilmez asla."

    (bkz: mektuplar/@ibisile)
    (bkz: mektup/@ibisile)
81 entry daha
hesabın var mı? giriş yap