1 entry daha
  • tarihin en büyük deniz savaşı ve mevcut teknolojiyi gözönünde bulundurursak sonsuza kadar da öyle kalacak gibi gözüküyor.

    leyte körfezi'ndeki amerikan yığınağı akıllara durgunluk verecek düzeydedir.

    - 8 filo uçak gemisi*
    - 8 hafif uçak gemisi*
    - 18 refakat uçak gemisi*
    - 12 zırhlı savaş gemisi*
    - 24 kruvazör*
    - 141 destroyer*
    - sayıyı 700'ün üzerine çıkaran çeşitli tonajlarda denizatı, hücum bot, çıkarma gemisi, tanker vs
    - 1500 civarında uçak gemisi tabanlı çeşitli tipte hava aracı

    buna karşın japon yığınağı daha makul seviyelerdedir.

    - 1 filo uçak gemisi*
    - 3 hafif uçak gemisi***
    - 9 zırhlı savaş gemisi
    - 14 ağır kruvazör
    - 6 hafif kruvazör
    - 35 destroyer
    - çoğu karada konuşlu 300 kadar hava aracı. (japon uçak gemilerinde kayda değer miktarda uçak bulunmuyor. japonya tükenmenin eşiğinde)

    savaş amerika'nın filipinler'e çıkarma yapmak üzere yığınak yapmasıyla tetiklendi. kısa bir süre önce mariana ve saipan seferleriyle paralel cereyan eden birinci filipinler deniz muharebesi'de efsanevi japon deniz hava gücü yani uçak gemisi filosu imha edilmiş sayılırdı. en kötüsüyse düşen her uçakla birlikte kaybedilen tecrübeli pilotlardır. uçakların yerine yenilerini koymak nispeten kolay olmasına rağmen çeşitli hava şartları altında güverteye iniş kalkış tecrübesine sahip hakeza çeşitli sınıflardaki gemilerin zayıf ve kuvvetli yanlarını, uçaksavar ateşi altında torpido veya pike bombardımanı yapmanın inceliklerini bilen pilotları yetiştirmek için aynı şeyi söyleyemeyiz. nitekim birazdan leyte körfezi'ndeki şişkin yığınağa karşın amerikan refakat uçak gemilerindeki tecrübesiz pilotların attığını vuran japon suüstü filosu karşısında nasıl çaresiz kaldığını göreceğiz.

    japon savaş planı son derece cüretkar ve bir o kadar da acınasıdır. üçe bölünmüş filonun kuzeydeki parçası yem görevi görmekten başka bir cürmü olmayan uçak gemilerinden oluşuyordu. bunlardan biri pearl harbor'a katılan filodan kalan son gemi olan zuikaku'dur. japon tersanelerinin ürettiği en modern, en hızlı uçak gemisi zuikaku güvertesinde uçak olmaksızın vurulup batırılmak üzere filipinler denizi'ne doğru yaklaşmaktadır. bu filoya aynı zamanda görev gücünün komutanı olan amiral jisaburo ozawa komuta ediyor.

    en güneyde şaşırtmanın şaşırtmacasını oluşturmak üzere bir başka filo da shoji nishimura komutasında ilerlemekte ve birkaç ağır ve hafif kruvazörle destroyerden oluşmaktadır. merkezdeyse japon donanmasının sancak gemisi yamato'yla ikizi mushaşi'nin önderliğinde tarihin gördüğü en güçlü su üstü filosu amiral takeo kurita'nın komutasında ilerlemektedir.

    japon planı basittir. amerikalılar uçak gemilerini görür görmez en önemli hedef olarak bunları seçecek bu filo asıl amerikan gücünü kuzeye çekerken güneyden yaklaşan nişimura'nın filosuna karşı da kuvvet ayırmak zorunda kalacaklar. bunun sonucunda da kurita'nın merkez filosu iyice seyreltilmiş amerikan yığınağını bir ıstakozun avını öldürmesi gibi güçlü kruvazörlerden oluşan kollarıyla ölümcül yamato ve mushashi'nin ağzına itecekti.

    japon planını acınası bir cüretkarlık olarak adlandırdık ama hiç de aptalca değildi. biraz şans biraz da göz açıklığıyla kolayca bir zafere ulaşabilirdi. japon su üstü filosu kalite açısından amerikan filosundan kat be kat üstündür. japon seyrüsefer ve harekat subayları amerikalıların aksine denizcidir.* evet amerikalılar savaş esnasında yetiştirmek zorunda kaldıkları subaylardan bazıları bırakın bir seyrüsefer subayının yalayıp yutması gereken küresel kozmografyayı yüzme dahi bilmeyen ordan burdan toplanmış bir güruhtan ibarettir. buna karşın japon harekat subayları bu savaşta teknik nedenlerle artık kırılamayacak balistik rekorları kırıp ufuk çizgisinin ötesine isabetler kaydedeceklerdir.

    ancak şans japonların yüzüne gülmemiştir...

    amerikan filosunun dizilimiyse şöyledir.

    amiral halsey'in komutasındaki filo ve hafif uçak gemileri merkezde, amiral kinkaid'in komutasındaki çıkarma filosu ve refakat uçak gemileri doğuda amiral mitcshner'in komutasındaki görev gücüyse ikmal yapmak üzere iki filo uçak gemisiyle batıya amerikalıların ikmal merkezi haline getirdikleri ulithi atolü'ne doğru doğru yol almakta. amerikalılar büyük bir savaş beklemiyorlar bu yüzden de kuvvetlerini oraya buraya dağıtmış durumdalar.

    ilk temas 24 ekim günü bir tesadüf eseri japon merkezi filosuyla yaşanıyor. halsey'in filosundan kalkan uçaklar japon donanmasının gözbebeği 63 bin tonluk deplasmanı, 46 cm'lik 9 öbüsü, 80 diğer kalibrelerdeki obüs ve 60 uçaksavar bataryasıyla tek başına bir donanma olan mushashi'yi ve bu arada birkaç destroyeri vurup batırıyorlar. gemilerine dönen pilotlar japon su üstü filosunun imha edildiğini rapor ediyor. son derece iyimser bir düşünce! geriden mushaşi'nin ikizi yamato ile 30'ar bin tonluk 7 ağır zırhlı ve onlardan aşağı kalmayan hızlı ve güçlü bir kruvazör ve destroyer filosu hedefine doğru yaklaşmaktadır.

    ikinci temas aynı gün güneydeki kuvvetlerle sağlanır. amerikalılar alarma geçmiştir. kapsamlı bir harekatın gerçekleşeceği anlaşılmıştır. halsey, kendi uçaklarından kuzeyden bir uçak gemisi filosu yaklaşmakta olduğu haberini alınca bu filoya karşı amiral oldendorf komutasında nispeten hafif bir kuvvet ayırır ve kendi elindeki 3. görev gücüyle kuzeye ilerler. sonuçta kurita'nın merkez kuvvetlerinin üzerindeki baskı azalmış olur.

    25 ekim günü kurita kuvvetleri san bernandino boğazı'nı geçerek amerikan çıkarma kuvvetlerine karşı saldırıya geçti. bu güç 10'dan fazla refakat uçak gemisi tarafından korunmaktaydı ancak ne refkat uçak gemileri üstün japon filosuna yetişecek kadar hızlı ne de bu gemilerdeki pilotlar yüzlerce uçaksavarın ateşi altında isabet kaydedecek kadar tecrübeliydiler. buna rağmen kinkaid düşmana yaklaşarak saldırıya geçti. ancak saldırıya geçmesiyle princeton uçak gemisinin batması bir oldu. japon ıstakozu kendi aldığı yaralara aldırmaksızın avını öğütmeye başlamıştı. ufuk ötesinden gelen ölümcül japon ateşine karşılık veremeyen kinkaid bir destroyer filosunu ıstakozun güçlü kolunu oluşturan japon kruvazörlerinin üzerine gönderdi. hızlı ve çevik destroyerlerin kruvazörleri yavaşlatacağını ummuştu öyle de oldu. amerikan filosu 25 ekim akşamını görebildiyse bu 19 destroyerin kamikazelere benzeyen intihar manevralarıyla kruvazörleri üzerine çekmesi sayesinde oldu. ancak sonuçta hepsi battı. bu arada kinkaid sürekli olarak telsizle destek istiyor ancak halsey buna aldırmaksızın kuzeyde ozawa'nın uçak gemisindeki olmayan uçaklarla savaşmak üzere manevra yapıyordu. amerikalılar yemi fena halde yutmuştu. halsey, kinkaid'in acil yardım taleplerine aldırmıyor onun emsalsiz bir ateş altında ölüm kalım mücadelesi verdiğine inanmak istemiyordu. bu olsa olsa bir aldatmaca olmalıydı. hem zaten daha dün mushashi batırılmamış mıydı? asıl tehlike kuzeyden çıkıverecek bir uçak gemisi filosundan gelebilirdi ve halsey bu hayali filoyu aramakla meşguldü.

    bu arada kinkaid, üstün düşmanın yumrukları altında eziliyor elinde savaş döneminde alelacele revize edilerek savaş gemisine çevrilmiş ticari gemiler ve derme çatma eğitilmiş tecrübesiz denizcilerle tarihin gördüğü en gözüpek ve becerikli su üstü filosuna karşı durmaya çalışıyordu.

    bu arada amiral mistchner komutasındaki enterprise ve hornet leyte körfezi'ne ulaşmaya çalışıyordu ama ancak bir gün sonra akşam orada olabilecekti.

    durum amerikalılar için umutsuzdu. aptal bir komutanla 30 km'den ateş kusan amansız bir düşman arasında kalmışlardı. 25 ekim akşamına doğru kinkaid kuvvetlerinin cephanesi de bitmişti. artık bol miktarda bulunan uçaklar cephanesiz olarak kalkıyor destroyer ve hızlı kruvazör'lerin manevralarına yardımcı olmak adına cephanesiz olarak japon güçlerinin dikkatini dağıtmaya çabalıyorlardı. amerikanın filipin çıkarması suya düşmüş gibi görünüyordu. destek kuvveti gelene kadar çıkarma gücü ezilip yok edilecekti.

    işte bu umutsuz anda son derece ilginç birşey gerçekleşti. japon kuvvetleri ateşi kesip geri çekilmeye başladı. japonlar 36 saattir savaş hattındaydı ve 24 saattir de düşmanı eziyorlardı. hava gücü açısından zayıf olduğunu bilen kurita kuzey istikametinden yaklaşacak tecrübeli filo uçak gemisi pilotlarının saldırısından çekiniyordu. halsey'in kinkaid'in yalvarmalarına kulak tıkayıp kuzeyde yeldeğirmenlerine karşı savaş vermekte olduğunu mitschner'inse ancak 18-24 saat sonra savaş alanına gelebileceğini bilmiyordu. bu koşullar altında birazdan bir hava saldırısıyla yok edilmektense alınan sonuçla yetinip geri çekilmeyi uygun buldu ki kendimizi kurita'nın yerine koyacak olursak son derece makul bir karar olduğunu söylemekte bir sakınca yoktur. japonlar açısından çıkarmanın engellenememiş olmasının nedeni hava şartlarının amerikalıların lehine gelişmesi birkaç kere amerikan savaş gemilerinin fırtına arkasına saklanıp kurtulmasıydı. eğer hava amerikalılar için tam zamanında bozmamış olsa amerikan kaybı çok çok daha büyük olacaktı. bir de japonlar amerikn gemilerinin bu kadar kalitesiz olabileceğini tahmin etmemişlerdi. yeni nesil amerikan destroyerleri ve hücum botları zırhsızdı. japon öbüsleri bunları patlama olmaksızın kağıt gibi delip geçiyordu. patlama olmayınca aslında ölmcül isabet almış olan ve batması lazım gelen pek çok gemi ironik biçimde bu kalite yoksunlukları yüzünden kurtulmuştur.

    savaş sonrası amerikan deniz kuvvetleri ilk iş olarak kurita'yı leyte körfezi muharebesi konusunda sorguladılar. onun tam zaferi kazanacakken geri çekilmiş olmasının nedenini öğrenmek istiyorlardı. son derece kötü bir psikolojideki kurita özetle amerikalıların zokayı bu kadar fena yutacağını bu kadar aptalca hareket edebileceklerini tahmin etmediğini anlatmıştır.

    amerikalıları bire on üstün durumdayken kaybetmenin eşiğine getiren amiral william halsey bu olaydan sonra kamuoyuna duyurulmadan pasifize edilmiş elindeki kuvvetler amiral supruance ve mitschner'in kuvvetlerine dağıtılmış komuta ettiği 3 no'lu görev gücü küçültülmüştür. ancak zaten savaş da fazla sürmemiş japonya'nın denizlerde buna yakın çapta bir çatışmaya girecek takati kalmamıştır.

    ps. şimdi yazarken birşey fark ettim. bu savaşı japon-amerikan savaşı değil de alman-japon savaşı diye anlatacak olsam konuya vakıf olmayanları kandırabilirim sanırım. pasifik'teki amerikan amiralerinin çoğunun ben alman kökenliyim diye bas bas bağıran isimleri var. nimitz, mitschner, oldendorf. hele şu sonuncusu. tam wehrmacht subayı.*
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap