8 entry daha
  • önce sormak lazım: hangi sevgi? bir şeyi neden severiz? kulağa acımasızca geliyor, ama ihtiyacımız olduğu, bir eksiğimizi giderdiği ve yürüdüğümüz yolda bizimle özdeşleştiği için severiz.

    mesela bir kalemimiz olsun; okulda kullanırız, üniversiteye girer sınavlarımızı o kalemle geçeriz, mezun olup ilk iş sözleşmemizi o kalemle imzalarız, evlenirken o kalemle 'evet' deriz, çocuğumuz olur, büyür, kalemi ona hediye ederiz. hayatımızın her aşamasında bir iz bırakmıştır o kalem, bir nevi hayat akışımızın simgesi haline gelmiştir. verdiğimiz tüm emekler o kalemde yazılıdır, o kalem de bu nedenle değerlidir. insan sevgimiz de bundan çok farklı bir boyutta değil. birini tanımaya çalışırız, tanıdıkça da ya severiz, ya da sevmez ve vaz geçeriz, uzaklaşırız.

    günümüzün ucube hayat şartlarına göre bir şeyler ifade eden tüm ekonomik akımların**** yaptığı tanıma göre, bir mal veya hizmetin iktisadi* değeri, o mal veya hizmetin üretimi/sunumu için gerekli olan emek miktarı ile ölçülür. bir insanı ya da bir nesneyi sevmek için harcadığımız emek de ona verdiğimiz değeri tanımlar, biçimlendirir; ve karşılığında da beklentilerimiz olur. mesela o kalem bozulur ve artık yazmaz duruma gelirse ondan artık faydalanamayız, ama atmaya da kıyamadığımızdan bir kenara koyar tozlanmasını seyrederiz, onu hâlâ severiz, ama soğuk bir sevgidir bu, kalemi elimize bile almak istemeyiz.

    insan sevgisi de bu örneğe paralel ortaya çıkar, gelişir, ve taraflar yeterince talihli değilse ölür. herkesin her şeyden bir beklentisi varken, vaktin nakit olduğu zamane insanının da sevgiyi başka bir kavramla özdeşleştirmesi şaşırtıcı olurdu. üstelik his, durum, amaç ya da fikir ayırt etmeyen bir soru bu. hayatının aşkını bulandan gold digger'ına kadar herkes için cevabı aynı olan bir soru bu: sevgi emekti.

    konuyla ilgili ileri seviye okuma arayanlar için: (bkz: karşılıksız sevgi)
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap